Greif direnişçileri olarak aradan geçen 6 yıla rağmen mücadelemizi sürdürüyoruz. Şanlı direnişimiz 6 yılına yaklaşırken, bizlere açılan davalar hala devam ediyor. Bu davalar bizler için onur nişanıdır. Biz bu nişanı onurla taşıyoruz ve taşımaya devam edeceğiz.
Greif direnişini yargılama hesabıyla fabrika yönetiminin açtığı davanın görülen son duruşmasında o dönem patron tarafının Toplu Sözleşme temsilcisi olan finans müdürü, direnişçi işçilerin avukatların talebi üzerine mahkemeye gelmek zorunda kaldı. Avukatlarımızın bu baya soracağı sorular vardı ve beyanlarını bizlerin karşısında ifade etmesini de özellikle istedik.
Bir kez daha patronun temsilcisinin ağzından direnişin meşruluğu kanıtlandı. Mahkemede, avukatımız ve bizlerin soruları ile adeta o günün hesabı bir kez daha soruldu. Özellikle “fabrikayı kapatırım, asla taşeronların kaldırılmasını kabul etmem” sözleri hatırlatıldı. Sonrasında nasıl taşeronların kaldırıldığı, kapattık dedikleri fabrikayı nasıl bir ay sonra açtıkları soruldu. Sorulara hatırlamıyorum ve bilmiyorum diye kaçamak cevaplar vererek bizlerin haklılığını, meşruluğunu kendisi de kabul etmiş oldu.
Ancak ne var ki patron temsilcisi bu tutumu takınırken o dönem üyesi olduğumuz sözde sendika DİSK Tekstil, greif direnişinin onların çarkına soktuğu çomağın etkisinden kurtulamamış durumda. Greif direnişinin bürokrat takımında yarattığı korku devam ediyor. Direnişçi işçileri, patrondan önce Devlet’e-polise şikayet eden bu arsız hain takımının işçilere açtığı davaların sonuçlanmasına rağmen her türlü kirli yol yöntemle itiraz ediyorlar, davaların yeniden görülmesi sağlıyorlar. Tüm bunlar işçi sınıfından ve işçi sınıfının birliğinden korkularının bir göstergesidir, biz bunu biliyoruz. Korkuları da yersiz değildir. İşçiler bu hain takımının saltanatına son verecektir. Mahkeme kapıları, baskı ve tehditleri bunu engelleyemeyecektir. Bu arsız DİSK Tekstil bürokratları patronlara hizmette kusur etmiyorlar. Kraldan daha kralcılar. Patron temsilcilerinin bile direnişin haklı ve meşruluğunu kabul etmek zorunda kaldığı bir durumda DİSK Tekstil’in başına çöreklenmiş ihanet şebekesi hala arsızlıkta sınır tanımıyor. Bilsinler ki onlar direnişimizin gücü meşruluğu karşısında mahkemelerde de yenilecekler…
Biz Greif işçileri, o günde, bugün de haklılığımızın, meşruluğumuz’un onuru ile başımız dik yürüyoruz. Greif direnişi ve kararlı mücadelesi bir kez daha bizlere gösterdi ki, İşçi sınıfının, fiili meşru mücadele çizgisinden başka yolu yoktur.
Bizler çalıştığımız her alanda, taban örgütlülüğünü ve sınıf demokrasisini inşa ederek, umutla bu yolda yürüyoruz, yürümeye devam edeceğiz. Çünkü İşçi sınıfının kurtuluşu, ancak ve ancak kendi sınıfı ile omuz omuza vereceği sınıf mücadelesi ile mümkün olacaktır.
Yaşasın fili meşru mücadelemiz!
Yasanın işgal grev direniş!
Greif Direnişi öncüleri
Orhan PURHAN – Çoşkun ALSAÇ