Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the gd-system-plugin domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/wp-includes/functions.php on line 6114

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the really-simple-ssl domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /var/www/wp-includes/functions.php on line 6114
İZMİR’DE “ÜCRET ASGARİ, SÖMÜRÜ AZAMİ” PANELİ YAPILDI – DEV TEKSTİL – Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası
Anasayfa / Genel / İZMİR’DE “ÜCRET ASGARİ, SÖMÜRÜ AZAMİ” PANELİ YAPILDI

İZMİR’DE “ÜCRET ASGARİ, SÖMÜRÜ AZAMİ” PANELİ YAPILDI

Asgari ücretin 1300 lira olmasına yönelik süren tartışmalar karşısında işçi sınıfının çalışma koşullarını ve taleplerini değerlendirmek üzere sendikamız Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL), Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) ve Metal İşçileri Birliği (MİB) tarafından “Ücret asgari, sömürü azami!” şiarıyla İzmir’de örgütlenen panel, çeşitli sektörlerden işçilerin katılımıyla gerçekleşti.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Karşıyaka Şubesi’nde saat 13.30’da başlayan panelde İşçi Kültür Sanat Evi Derneği 2016 takvimlerinin, “Greif Direnişi: Sınıf hareketinin devrimci geleceği” kitabının, MİB programının ve DEV TEKSTİL bülteninin yer aldığı stand dikkat çekerken asgari ücret konulu karikatür sergisi beğeniyle karşılandı.

MİB SÖZCÜSÜ: MESELE ÜÇ KURUŞLUK ZAM MIDIR YOKSA KENDİ HAKLARIMIZI ALABİLMEMİZ İÇİN NASIL MÜCADELE ETTİĞİMİZ Mİ?

MİB Sözcüsü açılış konuşmasında, tek gayelerinin asgari ücret zammını tartışmak değil, aynı zamanda işçi sınıfını bekleyen saldırıları ve karşısında yapılacakları konuşmak olduğu vurgulayarak Panelin açılışını yaptı. Devamında Asgari Ücret Komisyonu’nun tarihsel aşamaları ve süreç üzerine bilgilendirmeyle başladı. MİB Sözcüsü, “Komisyonda işçi sınıfını gerçekten temsil edecek bir taraf var mı?” sorusunu sorarak masaya yumruğunu vuracak bir tarafın olmadığı belirtildi.

Asgari ücretin, yarın işçilerin fabrikaya gelebilsin diye verilen bir meblağ olduğu, işçinin sosyal haklarını karşılamaktan çok uzak olduğunun bizzat yaşanarak görüldüğü söylendi. Çalışma koşulları ve işçilerin kendi hayatları üzerine söylenmenin ötesine geçtiğinde, yani örgütlenmeye başladığında ise aslında yasaların işçilerin karşısına çıktığı ifade edildi. Bunun sonucu olarak da işçilerin kapının dışına atıldığı hatırlatıldı. Bu gerçeklikler karşısında “Peki ne yapacağız? Mesele üç kuruşluk zam mıdır yoksa kendi haklarımızı alabilmemiz için nasıl mücadele ettiğimiz mi?” sorusu soruldu ve söz DEV TEKSTİL Eğitim Uzmanı Atakan Aytekin‘e bırakıldı.

DEV TEKSTİL: MESELE VERİLEN PARANIN MİKTARI DEĞİL, BU PARAYLA NEYİ NE KADAR ALABİLDİĞİMİZDİR

Aytekin, konuşmasına kapitalist toplumun işleyiş yasalarını açıklayarak başladı. Kapitalizmin kendini ölü emekle var ettiğini ve tek derdinin ise daha fazla kar elde etmek olduğunun altını çizdi. Bu tablonun da kişileşmiş halinin patronlar yani sermaye sınıfı olduğunu belirtti.

Kapitalist toplumda üretim araçlarına sahip sermaye sınıfının işçinin emek gücünü belirli sürelerle kiraladığını açıklayarak kapitalist sistemde ücret kavramını aydınlattı.

Aytekin, konuşmasına “Peki ücret nasıl belirlenir?” sorusuyla devam etti. Ücretin belirlenmesindeki yasanın işçinin yarın fabrikada olup üretim yapabilmesi için asgari ihtiyaçlarının giderilmesi olduğunu ifade etti. Bunun belirlenmesindeki ölçünün ise işçi sınıfıyla burjuvazi arasındaki güç ilişkisi, yani sınıf savaşımı olduğunu vurguladı. “Önemli olanın bize verilen paranın miktarı değil, bu parayla neyi ne kadar alabildiğimizdir?” diyen Aytekin bu sınıf savaşımında her sınıfın kendi araçları ile karşı karşıya geldiğini belirtti.

İşçi sınıfının araçları olarak; sendikalar, kendi öz örgütleri, kendi iktidarını tanımlayan siyasal partisi olarak sayıldı. Patronların ise kendi sendikaları ve nihayetinde devlet adıyla işçi sınıfının karşısına çıktığı vurgulandı.

Bunalımların, kapitalistlerin kendi karlarının azalmasıyla ortaya çıktığını belirten Aytekin, bunalımların ardından emperyalist savaşların patladığını ifade etti. Bugün yine kapıdaki kriz karşısında dünyanın kutuplaştığını, Ortadoğu’nun kan gölüne çevrildiğini de belirten Aytekin, burjuvazinin aynı zamanda ekonomik saldırıları, baskıları arttırarak yoluna devam edebildiğini vurguladı.

Bugün süregiden asgari ücret tartışmalarının da bir sus payı olduğunu ifade eden Aytekin, sermaye cephesinden ortaya konan senaryoları sıraladı. Burjuvazinin tüm araçları ile birlikte “size zam yapıyoruz” diyerek işçileri yanıltmakta olduğunu, işçilerin kendisini örgütlemesi gerektiğini vurgulayarak fabrikaların örgütlenmesi gerektiğini ifade eden Aytekin, son olarak sektörel olarak savaşa hazırlanma çağrısı yaptı. Sınıfa karşı sınıf ekseninde örgütlenmek gerektiğini belirtti.

“İNSANCA YAŞAMAYA YETECEK ÜCRET İSTİYORUZ!”

Aytekin’in ardından sözü TOMİS Ege Bölge Temsilcisi Serhat Sıvacı aldı. Asgari ücret belirleme komisyonun patronların talepleri üzerinden bir araya geldiğini belirten Sıvacı, asıl sorulması gereken sorunun işçilerin ne yapacağı olduğunu belirtti. İşçi sınıfının tarihinin yapılması gerekeni gösterdiğini ifade ederek Bursa’da patlayan metal direnişini örnek gösterdi. Fabrikalar arası kurulun buna örnek olduğunu ifade etti. Direnişin sarı sendikaların tamamen çatırdamasına sebep olduğunu ifade eden Sıvacı, ayrıca Kocaer direnişi sürecine değindi. Kocaer işçileri direnirken havzadaki diğer işçilerin dayanışma için direnişe geçebilmesinin süreci daha farklı bir noktaya getirebileceğinin altını çizdi.

Bursa’daki direnişin kendini TOMİS’te bulduğunu vurgulayan Sıvacı, TOMİS’in asgari ücret tartışmalarında insanca yaşamaya yetecek ücret istediğini belirtti. İşçi sınıfının kendi taleplerini alabilmek için yıkıcı gücünü ortaya çıkarması gerektiğini vurgulayarak konuşmasını noktaladı.

CANLI VE COŞKULU SERBEST KÜRSÜ

Konuşmaların ardından 10 dakikalık ara verildi. Aranın ardından soru cevap bölümüne geçildi. Farklı sektörlerden işçilerin soru sorduğu ve görüşlerini dile getirdiği bu bölüm oldukça canlı geçti. Fabrikalarda yaşanan baskı, direniş ve örgütlenme deneyimlerinin ele alındığı bölümde, sınıf bilincinin, işçilerin söz karar aşamalarına katılmada komitelerle tabandan bağımsız örgütlenmelerinin önemine vurgu yapıldı. Metal işçilerinin Türk Metal Sendikası’ndan ayrılma süreci değerlendirilerek, yaratılan metal fırtınanın sermayenin kalesini nasıl yıktığına dikkat çekildi.

“KOMİTELERDE ÖRGÜTLENELİM, MÜCADELEMİZİ BÜYÜTELİM!”

Soru ve düşüncelerin ardından söz kürsüye bırakıldı. Kürsüde MİB Sözcüsü, Kocaer ve Gürmak direnişlerinin ön günlerini özetleyerek düşünceleri zenginleştirdi. Özetle “Kocaer işçileri ilk işten atmayla karşılaştıklarında Gürmak işçileri de toplantılarına gittiler. Birlik sağlandı. Kocaer işçilerinin direnişi beraber örgütlendi. İşçi arkadaş geri alındı. Gürmak toplantı yapıyor, Koacer toplantı yapıyor ve ortak toplantılar yapılıyor bu süreçte. Saldırılara hazırlık yapılıyor yani. Gürmak önceden hazırladığı kasalarını Kocaer’e bağışladı. Eylemsel, düşünsel, maddi birlik içerisinde iki fabrika. Kocaer direnişi başladı. Karşısında Habaş var. Sadece patronu yok Türk Metal de var. Yalnız bırakıldık. Süreci ortak başlattık. Sendika bunu bildiği için, sendika önümüzü kesti. Tekstil işçileri geldi, plastik işçileri geldi. Deneyim paylaşımları yapıldı. Gürmak patladı. Arkadaşım yoksa üretim de yok dendi. Kıdemlerini ihbarlarını yakma pahasına işçilerin eyleme geçme cüreti sınıf bilincinden geliyor. Kitabi bilgileri yok ama çıkarının işten çıkarılan arkadaşıyla bir olduğunu biliyor. Şalter böyle indi” diyen MİB sözcüsü, kıvılcımların birer ikişer kişiyle öncülerle çakıldığını vurguladı, örgütlenmeye, komiteler kurmaya çağrı yaptı.

Arada yapılan konuşmalarda sendikamız DEV TEKSTİL ve TOMİS’in farklılıklarına değinildi. TOMİS’in ve DEV TEKSTİL’in ilke ve iddiaları özetlendi. Sendikaların işçi sınıfının öz örgütlülükleri olduğu vurgulanarak çubuk bükülmesi gereken halkanın işçilerin bire bir yönettikleri komitelerle sendikalarını dönüştürmeleri olduğu ifade edildi.

Son söz olarak kriz ve bunalım döneminde işçi sınıfının savaşa kendi cephesinden hazırlanma çağrısı yapıldı. Fabrika komiteleri ve fabrikalar arasındaki ilişkinin kurulması gerektiği üzerinde durularak mücadeleyi büyütme çağrısıyla panel sonlandırıldı.

Dev Tekstil

2023 YILI 1. GENEL MECLİSİMİZ TOPLANDI HAKLARINA VE GELECEĞİNE SAHİP ÇIK, DEV TEKSTİL’DE ÖRGÜTLEN!

Sendikamızın altı ayda bir yapılan Genel Meclis toplantısının ilkini, ocak ayında gerçekleştirdik. Meclisimiz, önden hazırlanmış …