BİZLERİ NELER BEKLİYOR, BİLİYOR MUSUNUZ?
İşçi ve emekçilerin haklarını kaybettikleri zamanlar, aynı zamanda en karanlık dönemler olmuştur. Bu tesadüf değildir. Mesela 12 Eylül’le birlikte gelen 24 Ocak kararları… 12 Eylül sonrası işçi sınıfının yeniden ayağa kalktığı 89 Bahar eylemlerinin Irak işgali nedeniyle yasaklanması ve arkasından gelen toplu işten çıkarmalar… 90’lı yıllardaki 5 Nisan Paketi… On binlerce insanın hayatını kaybettiği büyük Marmara depremi ile aynı günlerde mecliste onaylanan sosyal yıkım yasaları ve mezarda emeklilik yasası…
Özelleştirmelerin, taşeronlaştırmanın, mezarda emeklilik yasalarının, sosyal hakların gaspının, kitlesel işten çıkarmaların arkasında böylesine tarihsel olaylar var. Hatta kimi milli maçların bile… İşçiler, çoğu kez her gol sevinçlerinin ardından, yeni zam haberleriyle yerlerine oturmuştur.
Farkında mısınız?
İşçiler bir sınıf olarak bir birinden uzaklaştıkça, milliyeti, mezhebi nedeniyle bir birine düşmanlaştıkça patronlar tam tersini yaptı. Birbirlerine daha bir kenetlendi, daha bir birleştiler. 12 Eylül’ün hemen ardından tekstil patronları örgütünün başı olan Halit Narin’in “şimdiye kadar işçiler güldü, bundan sonra gülme sırası bizde” demesi boşuna değil. Devran hep böyle döndü.
İşte şimdi bir kez daha patronlara kazandıracak, bize kaybettirecek yasalar çıkıyor.
(İşçi sınıfına yönelik hayata geçirilmesi düşünülen saldırı yasalarına karşı sendikamızın hazırladığı broşürden alınmıştır.)