Savaş ve saldırganlık politikalarına, sosyal yıkım saldırılarına, hak ve özgürlüklerimizin engellenmesine karşı direnişin, başkaldırının adı Taksim’dir. Devrimci Tekstil İşçileri olarak İstanbul 1 Mayısı’nda Taksim’deyiz.
İşçi sınıfı, emekçiler ve ezilen halklara kapitalist sömürü düzeni içerisinde reva görülen; kan, gözyaşı ve yoksulluktur. Özellikle son bir yıl içerisinde yaşadıklarımızda bunlardan farksız olmamakla birlikte en ağırlarıdır.
Kürt halkı üzerinde arttırılan kirli savaş, Osmanlılık sevdası altında Suriye’de emperyalistlere taşeronlukla milyonlarca insanın göçmen durumuna düşürülmesiyle kan ve gözyaşı.
Düşük ücretler, ağır, esnek ve uzun çalışmayla kölece çalışma koşulları. Özel İstihdam Büroları, Kıdem Tazminatı Fonu, Bireysel Emeklilik Sistemi gibi uygulamalarla her geçen gün arttırılan sömürü. Her geçen gün artan yoksulluk ve işsizlik. İş cinayetlerinde devamlılık.
Sendikalaşma, söz yetki karar hakkının kullanımıyla gelen işten atma saldırıları. He türden örgütlenme, söz ve eylem yasağı. En küçük muhalefete karşı polis baskı ve saldırısı.
Kapitalist düzenin sahibi patronlar, son bir yıl içerisinde zulümlerinin beraberinde sermayelerini kat be kat arttırdılar. Savaş ve saldırganlık politikalarıyla yaşadığımız coğrafya savaş alanı oldu. Güvenlik gerekçeleriyle temel hak ve özgürlüklerimiz elimizden alınıyor.
Sermaye sınıfının tüm bu icraatlarıyla ekonomik, sosyal ve siyasal cenderesini işçi sınıfının üzerinde daha da arttırdığı bir dönemde, insanca yaşam ve çalışma koşulları mücadelemize soluk aldıracak tek yol fiili-meşru mücadeledir. İstanbul 1 Mayısı’nda bunun adı Taksim’dir.
Yıllardır fili-meşru çizgide mücadele edilerek tekrardan kazanılmış ve savunulmuş olan mücadele mevzisini bırakmak, fiili-meşru çizgiden vazgeçmek, icazetçi-uzlaşmacı çizgiye tümden geri dönmektir. Tarihsel ve güncel anlamıyla iki sınıfın karşı karşıya geldiği 1 Mayıs’a, böylesi bir icazetçi anlayışla karşılamak ardına gelecek saldırıları şimdiden onaylamaktır. Uzlaşmaz iki sınıfın, kökleri tarihe dayanan bir günde uzlaşması ancak politik tutsaklıkla açıklanabilir.
Resmi izinli bir gün olan 1 Mayısı; çağrı çalışmalarının engellenmesi, polis baskınları ve içerisinde yöneticilerimizin de olduğu gözaltı, tutuklamalarla karşılıyoruz. Geleceğimizi sermayenin dayatmalarıyla değil, sınıf kimliğimizin gerekleriyle belirlemeyi tercih ediyoruz.
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası olarak, İstanbul 1 Mayısı’nda Taksim Meydanı’nda olacağız. Başta tekstil işçileri olmak üzere tüm işçi sınıfını, sömürücü düzenin sahibi kapitalistlere karşı birleşmeye, fiili-meşru mücadeleyle kendi ellerimizle direnişimizi örmeye çağırıyoruz.
DEVRİMCİ TEKSTİL İŞÇİLERİ SENDİKASI
29.04.2016