Bursa’da Nilüfer Organize Sanayi Bölgesinde bulunan SİFAŞ fabrikasının yıkılacağı haberleri gündeme yansıdı. SİFAŞ fabrikası; yıkılmasının ardından arazide yapılması planlanan AVM’nin karşı karşıya kaldığı yasal zorluklara karşı alternatif çözüm yolları ve yatırımcıların çabaları ile gündemde. Para babaları arazi üzerinde kavga ededursun biz biraz SİFAŞ’ın geçmişine gidelim…
SİFAŞ Türkiye’nin ilk sentetik iplik fabrikası olarak 1962’de kuruldu ve üretime 1964’te başladı. Nergis holdinge bağlı olarak üretim yapan SİFAŞ’ın patronu eski bakan Cavit Çağlar’ın borçları sebebiyle fabrika Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu(TMSF)’ye devredildi. 2008 yılında Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan işçi kıyımında Nergis-Sifaş işçileri de paylarına düşeni aldılar. TEKSİF’in örgütlü olduğu bu iş yerinde işten atılan işçiler sahipsiz kaldı. Direnişe geçen ve sendikanın sahip çıkmaması üzerine hem patronlarını hem de TEKSİF’i teşhir eden işçiler eylemlerine devam ettiler. İhbar ve kıdem tazminatlarını kendi çabaları ve eylemlerinin getirdiği kamuoyu desteği ile ancak iki yıl sonra alabildiler. TEKSİF’in parmak ısırtan pratiği SİFAŞ üzerinden 2015 yılında da yaşanmaya devam etti. Fabrikanın TMSF’ye tekrar devri ve kapanması söz konusu olduğunda 5 Mayıs 2015 tarihinde sendika ve işveren ile yapılan görüşmede atılan 429 işçinin ihbar tazminatlarının hemen kıdem tazminatlarının ise 8 Ağustos’tan itibaren 12 ay taksitle verileceği sözlü sonucu çıktı. Ancak geçmiş deneyimlerinden öğrenen SİFAŞ işçisi bu sonucu kabul etmeyerek 7 Mayıs tarihinde fabrikaya kapandı. Alacaklarının hemen ödenmesini isteyen işçilerin başlattığı eylemin basıncıyla genel başkanlıkça tekrar “masa” ya oturan TEKSİF, bu kez TMSF ile anlaşarak 20-22 milyon TL tutarındaki alacaklardan ihbar ve kıdem tazminatlarının bir kısmının hemen kalan kısmının ise ramazan bayramında ödeneceği sonucunu resmen aldı.
2008 yılında da 2015’te de SİFAŞ’ta yaşanan; TEKSİF sendikasının işçiyi yarı yolda bırakması, sahip çıkmaması ve diğer yandan bunun karşısında SİFAŞ işçisinin fiili meşru eylem silahına sarılması, bu yolla haklarını almasıdır. SİFAŞ’ta 2015 yılında fiili meşru eylemsellik kazanım getirmiştir ve TEKSİF’in gerçek yüzünü bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Fabrikanın kapandığı dönemde açıklama yapan dönemin TEKSİF Bursa Pilot Sanayi Şube Başkanı Ekrem Saraçoğlu suçu ne tesadüftür ki, İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği (İTHİB) başkanı İsmail Gülle ile aynı yere, yurt dışından gelen ipliklere konulmayan gümrük uygulamalarına ve maliyet baskılarına atmıştır. TEKSİF yaptığı açıklamalarla ve sergilediği ihanetçi pratiği ile sınıf sendikacılığından ne denli uzak olduğunu ispatlamaktadır.
Tekstil işçilerine düşen ise SİFAŞ işçilerinin deneyimlerinden öğrenmek, ihanetçi sendikalar karşısında taban örgütlülüklerini güçlendirmek ve sınıf sendikacılığının tekstilde ki tek adresi olan DEV TEKSTİL’de gücünü birleştirmektir.