Sendikamızın 2017 yılının ilk Genel Meclisi 14-15 Ocak tarihlerinde başarıyla gerçekleştirildi.
Meclisimiz, İstanbul’da bulunan sendika genel merkez binasında farklı illerde bulunan temsilciliklerden delegelerimiz ve üyelerimizin katılımıyla gerçekleşti.
Meclisimizin ilk günü eğitim çalışması olarak hayata geçirildi. “Örgütlenmenin önündeki ideolojik ve fiziki engeller, “Fabrika çalışması ve taban örgütlülükleri”, “Ajitasyon ve propaganda”, “Tekstil iş kolunda genel durum ve güncel istatistikler üzerinden değerlendirme” başlıkları işlendi.
İkinci gün programı divan seçimi, sendikamızın altı aylık faaliyet aktarımı ve değerlendirilmesiyle başladı. Ardından temsilciliklerimizin kısa sunumlarıyla devam etti.
“Siyasal gelişmeler ve işçi sınıfı hareketi”, “Sendikal örgütlenmenin sorunları ve güçlü bir örgütlenmenin yol ve yöntemlerinin tespit edilmesi” başlıkları üzerinden değerlendirmeler yapıldı, tartışma yürütüldü. Altı aylık hedeflerin belirlenmesi ve çalışma planının genel hatlarının oluşturulması” başlığı çerçevesinde dönemsel faaliyet planının ana hatlarının oluşturulmasıyla genel meclis toplantımız tamamlandı
Son gün gerçekleşen oturumların ışığında Genel Meclis’imizin değerlendirme ve saptamalarını kamoyunun bilgisine sunuyoruz:
– 8 milyarderin gelirinin, dünya nüfusunun yarısının gelirine eşit olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bu durum kapitalist düzenle yaratılmıştır. İşçi ve emekçilerin emeğinin sömürüsü üzerine kurulu kapitalist düzen, krizlerin, savaşların, yoksulluğun, doğanın ve canlıların tükenmesinin kaynağıdır.
Genel Meclis’imiz işçi ve emekçileri, toplumun ezilen kesimlerini kapitalist barbarlığa karşı “sınıfa karşı sınıf” temelinde örgütlenerek, mücadeleyi büyütmeye çağırmaktadır. Sendikamız önümüzdeki dönemde yürüteceği çalışmaları “sınıfa karşı sınıf” ekseninde şekillendirecektir.
– Emperyalist-kapitalist sistemin yaşadığı krizin bir yansıması olarak Suriye ve diğer ortadoğu ülkeleri üzerinden emperyalistler hegemonya savaşlarını sürdürmektedirler. Hegomanya savaşlarının sonucu olarak, milyonlarca insan yurtlarından edilerek göçmen durumuna düşürülmüş, barbarca katliamlara maruz bırakılmıştır. Aynı sürecin bir parçası olarak Mazlum halklara yönelik yükseltilen şoven politikalarla baskı, ,katliam ve kirli savaş derinleştirilmişitir. Bu politikaların doğrudan bir parçası olan AKP hükümeti, kirli ortaklığın her türlü sonucunu topluma gerici politikalar olarak taşımaktadır. Ülkemizde de bombalı saldırılar, katliamlar,keyfi tutuklama ve kapatmalar olağanlaşmıştır.
Genel Meclis’imiz şovenist politikalara, baskıya, katliamlara ve her türlü ayrımcılığa karşı “işçilerin birliği, halkların kardeşliği” mücadelesini büyütme çağrısı yapmaktadır.
– 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimini fırsata çeviren AKP, devlet içerisindeki tüm imkanlarını kullanarak “terör” demogojisiyle toplum üzerindeki baskıyı arttırmıştır. Toplumun bir kesimini kendi gerici ideolojik çizgisi üzerinden daha da kutuplaştırmıştır. Bu sürecin yarattığı ortamdan faydalanarak işçi ve emekçiler arasında, işçilerin birliğini ve mücadelesini engelleyen politikaları hayata geçirmişlerdir. En ufak hak mücadelesini dahi şiddetle bastırmaktan geri durmamışlardır. Yüzlerce ilerici dernek keyfi olarak kapatılmıştır. Bunların arasında işçi sınıfı ve emekçilerin sömürüden kurtuluş mücadelesi için faliyet yürüten derneklerde bulunmaktadır. Binlerce kamu emekçisini ve işçiyi kıyımdan geçirmiş, milletvekillerini ve belediye başkanlarını tutuklamış, belediyelere, kayyım atamışlardır. Direnişler, eylemler ve toplantılar yasaklanmıştır.
Genel meclisimiz arttırılan baskı ve keyfi yasaklara karşı temel hak ve özgürlüklerimizin engellenmesine karşı “fiili-meşru mücadele” çizgisinin hayata geçirilmesi gerektiğinin altını bir kere daha çizmiştir.
– Genel Meclis’imiz, gündemdeki anayasa değişikliğinin işçi ve emekçiler adına baskı ve sömürünün arttırılmasından başka hiçbir ifadesi olmadığı kanatindedir. Uzun zamandır Anayasa değişikliği üzerinden yapılan tartışmalarla toplum gerici bir temelde kutuplaştırılmaktadır. Yaşanan tartışmalar etnik, inançsal vb. temelde olmaktadır.
Genel meclisimiz işçi sınıfını bölen ve üzerindeki sömürünün artmasını ve yeni sömürü uygulamalarının hayata geçmesini sağlayan bu süreçte sınıfsal temelde bir taraflaşma için çaba harcanması gerektiğinin altını çizmektedir.
Sendikamız laiklik, demokrasi, eşitlik vb. gibi taleplerin gerçek içeriğinin ancak “işçi demokrasisi” ile olanaklı olduğunun bilincindedir.Sendikamız işçi ve emekçilerin anayasa değişikliği referandumunda ifadesini bulan, sömürü rejimlerinden birini şeçmeye mahkum oldukları yönündeki yanılsamayı teşhir edecek, işçi sınıfı demokrasisi temelinde bir mücadele hattı oluşturacaktır.
– Emperyalist-kapitalist sistemin derinleşen ekonomik krizinin faturası işçi-emekçilere kesilmektedir. İşten çıkarmalar, ücretsiz izinler ve hak gaspları işçi ve emekçilere kesilen faturanın bir kısmını oluşturmaktadır.
Bu süreçle paralel olarak Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) nedeniyle yapılacak kesinti, kiralık işçilik, İŞKUR İşbaşı Eğitim Programı gibi saldırılarla işçi ve emekçiler daha ağır çalışma koşullarına mahkum edilmektedir. Bu saldırılara kıdem tazminatının gasp edilmeside eklenmek istenmektedir.
Genel Meclis’imiz, işçi ve mekçilerin krizle birlikte dahada yoğun biçimde karşı karşıya kaldıkları saldırılara karşı “birliğini kur, fabrikanı terk etme krizin faturasını patronlar ödesin! İşgal grev direniş!” tutumunu örgütleme eğilimini belirlemiştir.
– Tüketim ürünlerinden, sağlık harcamalarına kadar neredeyse hergün gelen zamlarla hayat pahalılığı karşısında işçi ücretlerinin alım gücü düşmeye devam etmektedir. Asgari ücretle ortaya konan zam oyunuyla da ücretler erimiştir. Ücret konusunda “İnsanca yaşamaya yeten vergiden muaf ücret” şiarının yükseltilmesine devam edilecektir. Ayrıca “İşçi ücretleri artsın, işten çıkarma yasaklansın!” talebiyle imza kampanyası yürütülecektir.
– Genel Meclis’imiz 8 Mart ve 1 Mayıs’ı tarihsel anlamı ve devrimci içeriğine uygun olarak gündemleştirmeyi ve örgütlenmesini temsilciliklerimizin önüne görev olarak koymuştur.
– Kadın işçilerin yoğun çalıştığı tekstil iş kolunda, kadın işçilerin örgütlenmesini güçlendirmek ve mücadeleye katılmalarını sağlamak için kadın büroları, komisyonlar vb oluşturulması gündeme alınmıştır. Kreş hakkı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün ücretli izin olması ve regl izni taleplerinin işlenmesi kararlaştırılmıştır.
– Sendikamızın iki ayda bir baskısı gerçekleştirilen bülteni temel bir tartışma konusu yapılmıştır. Niteliği, işlevi ve kullanımı ele alınarak, bültenin daha güçlü çıkarılması ve bir örgütlenme aracı haline gelmesi için yapılması gerkenler saptanmıştır. Belirlenen görevlerin gerektiği gibi yerine getirilmesi temsilciliklerimizin önüne görev olarak konulmuştur.
-Genel Meclisi’miz sendikamızın çalışmasının daha geniş bir alana yayılması için hedefli, sistemli ve ısrarlı olmanın önemine dikkat çekmiştir. Kalıcı mevzilere yerleşmenin iş kolunda temel yer tutan fabrikalarla kurulacak bağlarla oluşacağının üzerinde durmuştur.
Genel Meclisi’miz ayrıca aşağıdaki belirlemeleri hayata geçirmeyi hedeflemektedir;
- Greif İşgali’nin 3. sendikamızın 2. yıldönümü vesilesiyle Şubat ayı içerisinde tekstil işçilerinin sorunlarını ve mücadele yol, yöntemini tartışan tekstil işçilerinin birliği ve mücadelesinin büyütülmesini gündeme alan sempozyum, toplantı vb.gerçekleştirmek,
- 21 Mart Newroz Bayramı’nı isyan ve direniş ruhuna uygun işlemek,
- Üyelerimize yönelik düzenli ve sistemli eğitimlerle çalışmaları yapmak
- Sendikamızın örgütlenme ve mücadele ilkeleri temelinde tanıtım ve eğitim görselleri hazırlamak,
- Sosyal medya vb kitle iletişim araçlarını, çalışmamızın ihtiyaçları temelinde ele alarak yaygın olarak kullanmak.
2017 yılının ilk genel meclisini gerçekleştiren sendikamız, mücadele deneyimleri ve yeni birikimlerle yolunu yürümektedir. Baskı rejiminin koyulaştığı bir dönemde, devrimci sınıf sendikacılığı iddiası çerçevesinde mücadeleyi büyütmek için emek sarfetmekte ve mücadele azmini korumaktadır. İki yıl içerisinde yaptığı meclislere, bir yenisini daha ekleyen sendikamız tekstil işçilerinin mücadele mevzisidir. Kapitalist barbarlık düzeninin bize dayattığı güvencesiz çalışma, geleceksiz yaşama karşı tüm tekstil işçilerini bu mevziyi güçlendirmeye çağırıyoruz.
DEVRİMCİ TEKSTİL İŞÇİLERİ SENDİKASI
Merkezi Yürütme Kurulu
21.01.2017