DEV TEKSTİL – Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası
Asgari ücret oyunu 1 Aralık’ta başlıyor…
Asgari ücret, açlık sınırını hiç geçmiyor. Türk-İş’in Ekim 2017’de hazırladığı rapora göre açlık sınırı 1.544,31 TL’dir. Asgari ücret 1.271 TL. AGİ ile birlikte 1.404 TL almamıza rağmen yine açlık sınırını tutturamıyoruz. Yani devlette, patronlarda işçileri aç bıraktıklarını çok iyi biliyorlar. Bu bile sürekli sefalete mahkum edildiğimizi gösteriyor.
Ama bir yıl içerisinde giyiminden, ev kiralarına, sebze ve tüm tüketim ürünlerinin hepsine zam yapıldı. Yılbaşında asgari ücrete yapılan 100 TL zam, tüketim ürünlerine yapılan zamları asla karşılamıyor.
Üç kuruşla kira, faturalar, çocukların okulları, mutfak yetiştirmeye çalışıyoruz. Bankalara olan borcumuzu hiç söylemeyelim.
ÜCRET, VERGİ DİLİMİYLE DAHA DA ERİYOR!
Elde ettiğimiz her tür gelir için devlete gelir vergisi ödüyoruz. Tabii elde edilen gelire göre vergi oranı da değişiyor.
Alacağımız ek kazançlar da gelir vergisi dilimi hesabına dâhil ediliyor. Böylece fazla mesai veya diğer biçimlerde ek ücret alanlar, 13.000 TL sınırını daha erken aşarak 2.vergi dilimine göre vergi ödüyor. Ortalama haftada 10 saat mesai yapan asgari ücretli % 20’lik vergi dilimine Ekim ayı yerine Temmuz ayında giriyor.
Bu yıl Ekim ayı itibariyle AGİ dahil 1.404,00 TL’den 1.361 TL’ye düştü. Asgari ücretimizden daha fazla kesinti yapılmaya başlıyor. Böylece asgari ücret dahi alamamış oluyoruz. Birde zorunlu BES’ten çıkmamış isek daha da azalıyor ücretimiz.
Bu fark AGİ’ye ek yapılarak sadece son üç ay telafi edilecekmiş. Önceki ayki kesinti ise ödenmeyecek.
Yıllardır bu adaletsizlik, sömürü sürüyor. Biz mücadele etmezsek de değişmeyecek, üstelik daha da kötüye gidiyor. Asgari ücret, açlık ve yoksulluk sınırının üzerinde ve tüm vergilerden muaf olmalıdır.
DÜŞÜK ÜCRETLER VE YÜKSEK VERGİLER
Asgari ücret işçi ve emekçiler için ticari bir gelir değil, geçim ücretidir. Bu ücretten vergi kesilmesi adaletli değil. Elektrik, su ve temel gıda maddelerine yapılan zamlarla daha ilk aydan buhar olan asgari ücret, artan oranlı vergilerle daha da düşüyor.
Sanki aldığımız asgari ücretle servet biriktiriyoruz. Ekim ayına kadar yüzde 15 vergi kesiliyor. Ekim ayına geldiğimizde elimizde büyük bir servet birikmiş gibi vergi dilimi yüzde 20’ye çıkartılıyor.
OECD ülkeleri arasında en düşük ücretler sıralamasında Türkiye ön sıralarda. Aynı zamanda vergi oranlarının yüksekliği açısından da Avrupa ülkeleri arasında ilk sıralarda. İşçi ve emekçilerin artan oranlı vergi ödeme zorunluluklarına karşın şirketlerin ödeyecekleri gelir vergisi % 20’ye sabitlenmiş durumda.
Devletin başına kim gelirse gelsin, vergi yükünü hep bizim sırtımıza yüklüyor. Bu yükü her yeni gelen hükümet arttırıyor.
Biz ele el verip birleşmedikçe bu düzen böyle sürecek. Biz de çocuklarımız da hep sefalet ücretine mahkum olacağız. Ücretimizin rakamı büyüyecek, fakat alım gücü büyümeyecek. Bu oyuna son vermek bizim elimizde. İşçi sınıfının gücü birliğidir. Grevdir, işgaldir, direniştir.
