Patronlar örgütü TÜSİAD, isim değişikliğine giderek “Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği” adını aldı. ‘İş adamları’ yerine ‘iş insanları’ ifadesini kullanma sebebi olarak “cinsiyet eşitliği ve kadın hakları” olarak gösterildi. Öncelikle belirtelim ki topluma egemen kadın haklarına karşı gerici ataerkil kültürün yazım diline yansıyan her türden ifadesinin zaten kaldırılması gereklidir, olması gereken budur.
Ancak ister “iş kadını” ya da “iş adamı” olsun fabrikalarda baskı ve sömürü altında çalışan biz tekstil işçisi kadınlar, TÜSİAD’ın bu biçimsel isim değişikliğini samimi bulmuyor, kadın emeği sömürüsü gerçeğinin üzerini örtmeye yetmeyeceğini söylüyoruz.
“Cinsiyet eşitliği ve kadın hakları” duyarlılığına sahip TÜSİAD’a soruyoruz!
Neden bu ülkede kadınlar hala eşit işe eşit ücret alamıyor? Kadın işçiler düşük ücretlere, güvencesizliğe mahkûm edilirken neden sesiniz çıkmıyor? Neden hala fabrikalarda kreş ve emzirme odaları yok? Sadece hamile oldukları için işten atılan kadın işçilerin gerçeği hakkında ne düşünüyorsunuz? Fabrikalarda yaşanan taciz, mobbing gibi uygulamalara karşı neden sesiniz çıkmıyor?
Bursa’da 29 Aralık 2005’te yanarak can veren tekstil işçisi kadınları hatırlıyor musunuz? Özay Tekstil patronu tekstil işçilerini “kaçmamaları için” fabrikada kilitli bırakmış ve çıkan yangında yaşları 15, 18,21, 27 ve üç aylık hamile 32 yaşındaki 5 kadın işçinin ölmesine neden olmuştu. Peki, bu işçi katliamı sonrasında açılan davada patronun aldığı 10 yıl hapis cezasını para cezasına çevren yargı skandalına bir şey demiş miydiniz?
Bir başka örnek olarak İstanbul’da 2009’da yaşanan selde Pameks tekstil işçisi 7 kadın, yük taşıma aracı servis yapıldığı için sel sularında araçtan çıkamayıp boğulduğunda siz TÜSİAD üyesi patronların sesini yine duyamamış, duyarlılığını görememiştik.
Biz tekstil işçisi kadınlar özellikle soruyoruz; 2010 yılında, tekstil ve konfeksiyon iş kolunda bazı işlerin ağır ve tehlikeli işler kapsamına alınması ile kadınlara regl dönemlerinde 5 güne kadar izin veren yasa siz patronların çabasıyla 30.12.2012 tarihinden geçerli olmak üzere kaldırılmıştı. Bu şekilde kadın işçilerin regl izni hakkıyla birlikte diğer iş güvenliği hakları da gasp edilmişti.
Bu gerçekler hakkında tabi ki siz patronların ses çıkmayacak, tabi ki işçileri sömürürken ne hak ne sağlık gibi derdiniz olacaktır. Söz konusu işçiler olunca hiç bir duyarlılıktan eser kalmamaktadır. Sermaye sınıfının fıtratında bunun olmadığını biliyoruz. İşte bu nedenle onların sahte “cinsiyet eşitliği ve kadın hakları” duyarlılığına itibar etmiyoruz.
DEV TEKSTİL Kadın Bürosu olarak biçimsel değil gerçek eşitlik ve hak istiyoruz! Bir kez daha vurguluyoruz ki; kadın işçi ve emekçiler hakları ve gelecekleri için, eşitlik ve özgürlük mücadelesini eninde sonunda kazanacaktır.
DEV TEKSTİL Kadın Bürosu