BASINA VE KAMUOYUNA;
Batman’da Taşkın Tekstil’de çalışırken DEV TEKSTİL’e üye olduğu için baskı gören, tehdit edilen ve işten çıkartılan işçilerden olan sendika üyemiz Mustafa Çetin’in açtığı davada adaletsizlik fabrikadan mahkemeye taşındı. Batman 1. İş Mahkemesi’nde görülen davaya bakan hakim iş kanununa aykırı bir şekilde, davayı ikinci mahkemede alelacele bitirmiştir. Davaya bakan hakim “davanın zamanında açılmadığı” gibi gerçeklerle alakası olmayan bir gerekçe sunması akıllarda bir çok soru işareti bırakmaktadır. Zira aynı günlerde bir başka iş mahkemesinde yine Taşkın Tekstil’de aynı sebepten dolayı işten çıkarılan işçi arkadaşımızın davası görülmüş ve o mahkemenin hakimi iş kanununa uygun bir şekilde davanın devamına karar vermiştir.
Öncelikle Batman 1. İş Mahkemesi’ni sendikamıza üye olduğu için işten çıkartılan arkadaşımızın davasıyla ilgili sendikal haklara uygun olarak, iş kanununa, yanı sıra anayasal ve Türkiye’nin de imzacısı olduğu uluslararası yasalara uygun bir şekilde karar vermeye çağırıyoruz. Her ne kadar kanunlara aykırı bir şekilde bu dava reddedilmiş olsa da istinaf mahkemesine (bir üst mahkeme) giderek bu hukuksuzluğa son verecek, sonuç olarak da hukuksal mücadelemizi kazanacağız. Ayrıca belirtmek isteriz ki bu haksızlığın bir diğer muhatabı da Taşkın Tekstil’e iş veren H&M tekelidir. Daha öncede kendilerine çeşitli kanallar yoluyla ulaştığımız H&M’i de bu vesileyle bir kez daha uyarıyoruz.
Konuyla ilgili olarak işten atılan arkadaşımızın davasına bakan Av Hazal Özbey tarafından yapılan açıklamayı sunuyoruz:
“Müvekkil, 22.10.2013 tarihinden 02.02.2018 tarihine kadar davalı işyerinde, makineci olarak belirsiz süreli iş akdi ile çalışmıştır. Müvekkil, çalıştığı süre zarfında bütün özverisi ile iş akdinin gereğini yerine getirmiş olup çalıştığı yerde de takdirle karşılanan birisidir. Müvekkil DEV TEKSTİL Sendikası üyesidir. Müvekkilin iş akdi, “İş Kanunu 25/2-d bendi gereğince tek taraflı ve tazminatsız olarak 02.02.2018 tarihi itibariyle feshedilmiştir.” denilerek feshedilmiştir. Esasında fesih, müvekkilin sendika üyesi olması ve örgütlenme özgürlüğüne karşı yapılmıştır.
Müvekkilin iş akdine haksız olarak son verilmesinden sonra Müvekkil süresinde BATMAN ARABULUCULUK BÜROSU’NA başvurmuş olup 20.02.2018 tarihinde yapılan arabuluculuk görüşmelerinde davalı taraf ile anlaşmaya varılamamıştır.
İş Kanunu’na göre arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması halinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, İKİ HAFTA içinde iş mahkemesinde işe iade davası açılabilir.
Müvekkilin durumunda, 20.02.2018 tarihinde düzenlenen son tutanakta anlaşmaya varılamamış ve iş mahkemelerinde dava açma yoluna gidilmiştir. Kanunun bize tanıdığı süre, son tutanağın düzenlendiği 20.02.2018 tarihinden itibaren iki hafta olup bu süre 06.03.2018 tarihinde son bulmuştur. Tarafımızca 05.03.2018 tarihinde Diyarbakır Adliyesi’nden muhabere yolu ile söz konusu dava ADLİ YARDIM talepli olarak açılmıştır. Dosya 08.03.2018 tarihinde Batman 1. İş Mahkemesi 2018/192 E. numarası ile kaydedilmiştir.
Kanunda açıkça belirtilmektedir ki bir davanın açılmış sayılması için muhabere veya esas defterine kaydedilmesi ve dava harcının yatırılması gerekmektedir. Dosyamızı adli yardım talepli açmış olmamız sebebiyle, mahkemece ilk olarak adli yardım talebimiz değerlendirilmiş ve reddedilmiştir. Talebimizin reddedilmesi üzerine yasal süreler içinde dava harcı ve masrafları mahkeme veznesine yatırılmıştır.
Davalı taraf, dava dilekçemize karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde davanın süresinde açılmadığını, hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını iddia etmiştir. 08.05.2018 tarihinde yapılan ilk duruşmada, hakim söz konusu hak düşürücü süre iddiasını değerlendirmemiş, bir sonraki celse değerlendirmeye alacağını belirtmiştir. Bu sırada, tarafımızca dosyaya bildirilen tanıklarımızdan birini dinlemiş ve 19.06.2018 tarihinde yeni duruşma günü verilmiştir.
19.06.2018 tarihinde yapılan duruşmada, daha önce hak düşürücü süre defini karara bağlamak için SGK’dan talep edilen evrakların dönmemiş olmasını dikkate almadan, davamızı hak düşürücü süre yönünden reddetmiştir. Henüz gerekçeli karar açıklamamıştır. Ancak hakim, duruşma sırasında, dosyada mevcut olan muhabere evrakının dosyada olmadığını ifade etmiştir. Söz konusu evrakın dosyada olduğunu ısrarla dile getirmemize rağmen, dikkate almamış, akabinde dava harcının dosya açılış tarihinde dosyaya yatırılmadığını da belirtmiştir. Adli yardım talepli açılan dosyada dava harcının ancak talebin reddedilmesi durumunda verilen iki haftalık süre içerisinde yatırılabileceği gerçeğini adeta yok saymıştır.
Son olarak belirtmek gerekir ki;
Müvekkil Mustafa Çetin ile birlikte işten çıkarılan N. E.’in dava dosyası da aynı şekilde devam etmektedir. Aynı gün arabuluculuk görüşmeleri yapılmış, aynı şekilde arabuluculuk görüşmeleri olumsuz sonuçlanmıştır. Yine aynı gün aynı yöntemle yani muhabere yoluyla Diyarbakır Adliye’sinden peş peşe davaları açılmıştır. N. E.’in dosyası yine Batman 1. İş Mahkemesi 2018/191 E. numarası ile görülmektedir. Aynı mahkemenin farklı iki hakimince görülen dosyalardan birisinin süre yönünden red edilmesi kabul edilemezdir. Zira N. E.’in dosyasına bakan hakim, davalı tarafın hak düşürücü süre iddiasını karara bağlamış ve dosyamızın süresinde açıldığına hükmetmiştir.
Mahkemenin gerekçeli kararını yazması durumunda, söz konusu kararı istinaf edeceğiz.”
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası / DEV TEKSTİL
27.06.2018