Ekonomik, sosyal ve siyasal krizin derinleştiği bir süreçte, yerel seçimler vesilesiyle önümüze yine sandıklar konulacak. Tüm düzen partileri meydanlarda vaatler sıralıyor. Her seçim döneminde sandıklar umut olarak gösteriliyor. Oysa sömürü üzerine kurulu bu kapitalist sistemde hükümetlerin ya da birer rant alanına dönmüş olan belediyelerin başında kimin olduğu fark etmez. Biz işçilerin sorunları sandıklardan çıkan sonuçlarla düzelmez. Sömürü bitmeden düzen değişmez.
Seçimlere gitmeyi bizlere demokrasi olarak yutturuyorlar. Madem demokrasi var, neden işçinin en demokratik hakkı olan grev hakkı yasaklanıyor? Neden Bireysel Emeklilik Sigortası’ndan ayrılma hakkımızı kullandığımız halde tekrar dâhil ediliyoruz? Milyonlarca EYT’linin talebi neden yok sayılıyor? Neden bize sormadan kıdem tazminatı hakkını fona devretmek istiyorlar? Neden bizden kesilen işsizlik sigortası fonunu biz değil de patronlar kullanıyor? Kamu kaynakları, yeraltı zenginlikleri özelleştirilirken, emperyalist ve yerli işbirlikçi tekellere peşkeş çekilirken “kamuya” mı soruyorlar? Hangi seçim sonucu iş cinayetlerine, yoksulluğa, açlığa, sefalete, kadın cinayetlerine, çocuk istismarına çözüm oldu?
İşçi ve emekçiler arasındaki kutuplaşma seçimlerle daha da arttırılıyor. Böylece işçiler gerçek gündemlerinden uzaklaştırılıyor. Oysa seçimlerden sonra kriz daha da derinleşecek, işsizlik ve hayat pahalılığı artacak. Zengin daha zengin, yoksul daha yoksul olmaya devam edecek!
İnsanca bir yaşamı, sömürüsüz bir geleceği ancak biz dokuyabiliriz!
Bizler bu kölelik düzenine karşı yaşam alanlarımızdan fabrikalarımıza, her yerde bir sınıf olarak birlik olmalıyız. Sermaye sınıfına karşı işçi sınıfının birliğini yaratmalıyız.
Kurtuluşumuzun yolu buradan geçer. Yalana dolana, sahte vaatlere karnımız tok. Ama sömürüsüz, eşitçe ve kardeşçe yaşayacağımız bir dünyaya açız!
Sorunlarımızın çaresi seçim sandıkları değil, işçi sınıfı olarak birliğimiz, üretimden gelen gücümüzdür. Çözüm yolu ellerimizin şaltere uzanmasından, sesimizin meydanlarda yankılanmasından geçmektedir. Sömürüsüz bir geleceği ancak böyle dokuyabiliriz.