“Değişim Başlıyor!” sloganıyla açıklanan programda vergide reform çalışması, enflasyonla mücadele, işsizlik, cari açığın kapatılması gibi gündemler var. 2020 – 2022 yılları arasını kapsayan değişim rüzgârında hedeflenen ne?
- Enflasyonun önümüzdeki dönem %12’nin altına düşmesi, 2022 yılında % 4,5 dolayında olması. Her gün tüketim maddelerine gelen zamlar, fahiş fiyatlar ve açıklamanın hemen ardından elektriğe ve oto gaza gelen zam enflasyonun nasıl düşeceğinin habercisi gibi.
- İşsizlikle mücadele programında yıllık 1 milyonun üzerinde yeni istihdam sağlayacaklarını belirtiyorlar. İŞKUR üzerinden işçi alımları, patronlara verilen istihdam teşvikleri ile geçici işçiler alınacak, yarım zamanlı, parça başı çalışma yaygınlaştırılarak 7,5 milyonu aşan işsizlik sözde engellenecek.
- Vergide reform demek, her dönem sermayedarların biriken borçlarının silinmesi ve bu açığın çalışanlar üzerinden kapanması anlamına geldi. Şimdi de öyle olacaktır. Kriz bahanesiyle Varlık ve İşsizlik Fonu’nda biriken paraları sermayedarların borçlarını silmek, onları krizden kurtarmak için kullandıkları gibi patronları ihya edecekler ve krizin faturası yine bizlerin sırtına binecek. Üstelik de bu topraklarda en ağır vergiyi asgari ücretlilerden kesiliyor. Açlık sınırının altında olan bu ücret bir kez daha vergi reformu ile pula dönecek.
Değişim Başlasın da kimin için?
Hükümet sözcüleri “Değişim Başlıyor!” başlığını oldukça manidar bir şekilde kullanmış. Evet değişim başlasın. Bizler kendi gücümüze güvenerek üzerimizdeki ölü toprağını atarak bu değişimi başlatalım. Her alanda gücümüz birliğimizden gelir temasıyla birliğimizi güçlendirelim, örgütlenelim. Sermayedarların karşısına tek bir ses olarak çıkalım. Değişimi başlatalım ki; geç olmadan bu saldırı yasalarını geri çektirelim, yeni haklar kazanalım. İnsanca bir yaşam ve çalışma koşulları kazanana kadar değişimi büyütelim.
Yoksa biz işçiler için değişen bir şey olmayacak. Bizim payımıza değişecek tek şey daha fazla açlık, yoksulluk, sefalet ve ölüm olacak.