15-16 Haziran 1970 yılında gerçekleşen büyük direniş işçi sınıfının tarihi açısından önemli yerde duruyor. 1970 öncesinde gerçekleşen direniş ve mitingler olan Saraçhane, Kavel, Kozlu, Paşabahçe, Derby İşgali, Singer İşgali, Demir Döküm, Gamak, Sungurlar, Alpagut 15-16 Haziran direnişine giden yolu açtı.
Direnişin, işçi sınıfının izlediği militan ruhun karşısında sendikalar dahi duramadı. Sınıfın siyasal bilinci ve hareketin hızla gelişmesi sendikal bürokrasiyi korkuttu. Sendikaların boyunu kat be kat aşan direnişi etkisiz hale getirebilmek için işçi ve emekçileri dizginlemeye çalıştı. DİSK yönetimi direnişi sonlandırmak için radyolardan çağrı yaparken işçiler örgütlenme hakkına yapılan saldırıyı püskürtmek için direnmeye devam etti. Taban iradesi ve fiili-meşru bir hat izleyerek yollarına devam ettiler. Devletin saldırılarına karşı dişe diş mücadeleyle canlarını ortaya koyarak direndiler. Yüzbinlerce işçi iki gün içinde sermayenin dizlerini titretmeyi başardı. Devletin her türlü saldırısına rağmen direnişlerini kazanımla sonuçlandırdılar.
Sendikal hareketin acı tablosu!
Bugün gelinen noktada sendikaların izlediği yol ve yöntem işçi ve emekçileri dizginlemek oluyor. Sendikalar icazetçi, uzlaşmacı anlayış barındırıyor. Sermaye devletinin işçi sınıfına dönük saldırıları karşısında göstermelik tepkiler dışına çıkamıyorlar. İçerisinden geçtiğimiz süreç olan korona virüs salgınında dahi sendikalar internet üzerinden basın açıklamaları yapmak dışında işçi sınıfı çıkarına dönük adımlar atmadılar. Sermaye devlet salgın koşullarında patronların tüm isteklerini karşılarken, işçi ve emekçiler ölüme terk edildi. Yüzlerce işçi hayatını kaybetti. Sendikal bürokrasi işçi sınıfı içerisinde etkisiz ve uğursuz rolünü salgın koşullarında da bizlere gösterdi. 15-16 Haziran büyük işçi direnişini etkisiz hale getirmenin yollarını arayanlar bugünde işçi ve emekçileri örgütlemekten uzak aidat sendikacılığı yapmaktadırlar.
Tek seçeneğimiz mücadele etmektir!
İşçi ve emekçilerin izlemesi gereken yol sermaye devletinin her türlü saldırılarına karşı 15-16 Haziran direnişi ruhuyla mücadele etmek olmalıdır. Bu gün yapılması gereken fabrikalarda taban örgütlülükleri oluşturmak ve taban inisiyatifine dayalı örgütlenme koşullarını hayata geçirilmektir. İşçi sınıfını sömürü koşullarından kurtaracak olan tek yegâne yol üretimden gelen gücü olacaktır. Bu güce sahip olmak sendikaların icazetçi, uzlaşmacı ve bürokratik anlayışlarının ortadan kaldırmaktan, örgütlü ve bilinçli hareket etmekten geçiyor.