DEV TEKSTİL olarak temsilciliklerimizin katılımıyla GMYK’yı gerçekleştirdik. Kapitalizmin açmazları, ekonomik ve siyasal kriz, pandeminin yayılması ve sınıfa yönelik saldırılar toplantının genel gündemini oluşturdu. Yaşanan bu kriz atmosferinde asgari ücret ve ocak zam döneminin yaklaşması üzerine tartışmalar yapılarak mücadele hattı oluşturuldu. İki GMYK arası faaliyetler değerlendirilirken başta tekstil işkolundaki işçiler olmak üzere tüm işçi sınıfı ve emekçileri taban örgütlenmeleri ve fabrika komitelerinde örgütlenme ve birleşme çağrısını geliştirecek tartışmalar yapıldı.
GMYK toplantısında değerlendirilen konular kısaca şöyle:
- Kapitalizm uzun süredir ekonomik ve siyasal bir krizin içinde. Pandemi ile birlikte bu süreç daha da görünür olurken sermayenin saldırıları da sürüyor. Dünyada salgın gittikçe yayılırken insan sağlığı hiçe sayılıyor. Alınan göstermelik önlemler işçi-emekçilerin sağlığını düşünmekten çok, sermayenin çarkları dönsün, kazançları artsın diye alınıyor. Fabrikalar hala salgının merkezi. Başından beri verileri gizleyen ve şeffaf davranmayan iktidar gelinen aşamada rakamları değiştirmek durumunda kaldı. İnsanlar hastanelerde yer olmadığı için hayatını kaybediyor. Ekipmanların yetersizliği, sağlık personelinin azlığı, sağlık hizmetlerinin paralı olması işçilere ölümden başka bir seçenek bırakmıyor. Sağlık emekçilerinin “yönetemiyorsunuz, tükeniyoruz!”, işçi sınıfı-emekçilerin “geçinemiyoruz!” çığlığı artıyor.
Zorunlu işkolları dışında tüm alanlarda işlerin durdurulması, tüm işçilerin ücretli-idari izinli sayılması talebimizi yineliyoruz. Tüm işçilere ücretsiz test ve sağlık hizmetinin verilmesi yaşamsal bir ihtiyaç olarak güncelliğini koruyor. Bu çerçevede mücadelemizi sürdüreceğiz.
- AKP-MHP iktidarı işçi sınıfı emekçilerin kazanılmış haklarına yönelik saldırılarına da devam ediyor. Sermayedarlara teşvikler devam ederken Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ) ve ücretsiz izin saldırısını uzatıp milyonlarcamızı işsizlik, açlık ve yoksulluk içinde bırakıyor. Demokrasi, hukuk ve ekonomide seferberlik başlatan iktidar çetelerle kol kola giriyor. Demokratik kitle örgütlerine kayyum atamaktan, anayasa mahkemelerinin kararlarını tanımamaya, hükümeti eleştiren herkesi düşman ilan etmekten hak arama mücadelelerine saldırarak seferberliklerine kaldıkları yerden devam ediyorlar.
Bu saldırılar karşısında temel hak ve özgürlüklerimiz için insanca bir yaşam ve çalışma koşulları için mücadele etmekten ve birleşmekten başka bir seçeneğimiz yok. Bunun için fabrikalarda taban örgütlerini kurmalı, fiili-meşru mücadeleyle saldırıları geri püskürtmeliyiz. Ücretsiz izin saldırısına karşı direnişe geçen Sinbo Direnişçileri böylesi bir dönemde önemli bir örnek oldu. Sinbo sermayesine geri adım arttıran direniş yürünmesi gereken yolu bizlere bir kez daha gösterdi.
- İşçi sınıfı ve emekçiler uzun süredir asgarininde altına ücrete mahkum edildi.Ücretsiz izin, KÇÖ vb uygulamalarla Asgari Geçim İndirimi (AGİ) de fillen ortadan kalkmış oldu. Ve böylesi bir süreçte asgari ücret görüşmeleri sürüyor. Sermayedarlara sınırsız destek veren iktidar istihdamın korunması söylenmeleri ile kırıntı düzeyinde olacak ücret zamlarını öngörüyor. 3 toplantıdır rakam açıklamaktan çekinen bileşen ve sözde işçileri temsil için masada bulunan Türk-İş uzlaşmacı çizgisiyle sınıfı açlığa ve yoksulluğa mahkum etmek için bekliyor. En son TÜİK’in yaptığı açıklama ile sefalet zammının verileceği ortada.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu pandemi gerekçesi ile sanal toplantı yaparken milyonlarca işçi fabrikalarda ölümle burun buruna çalışmaya devam ediyor. Türk-İş’in uğursuz rolünün yanı sıra diğer sendika ve konfederasyonlar da süreç içinde göstermelik açıklamalar dışında sürece yön verecek fiili meşru mücadeleden geri durdu/duruyor.
DEV TEKSTİL olarak bu süreçte bulunduğumuz her alanda “insanca yaşamaya yetecek vergiden muaf asgari ücret için, işyeri komitelerinde örgütlenmeye!” şiarıyla çalışmalar yürüttük. Asgari ücret tartışamalrını sadece zam odaklı değil, pandemiyle çalışma koşullarında yapılan esnekleşme, ücretsiz izin, kısa çalışma ödeniği gibi saldırılarla birleştirdik. İşçileri sefalet ücretlerine ve kölece çalışmaya mahkum eden bu düzeni teşhir ederek çalışmalarımızı ocak zamları tartışmaları ile sürdüreceğiz.
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele gününü geride bıraktık. Kadına yönelik her türlü şiddet, istismar, mobbing ve cinayetlere karşı yükselen kadın mücadelesi bu yıl da tüm dünya ve Türkiye’de eylemlerle karşılandı. Fabrikalarda başta kadın işçiler olmak üzere tüm işçilerin sınırlı da olsa yaptıkları açıklama, eylem vb etkinlikler gündemin yakıcılığını ve duyarlılığının arttığını gösteriyor. Çifte sömürüyü, baskıya karşı da aynı sorumluluk ve çabayla sorunun sınıfsal bir zemine oturması için tüm çalışma alanlarında kadın işçi-emekçileri bir araya getirebilecek, örgütlenmesi önündeki engelleri kaldıracak çalışmalar örgütleyecek, bilgilendirme vb çalışmalarımıza devam edeceğiz.
- Sınıfın farklı alanlarından işçi-emekçilerin hak arama mücadeleleri sürüyor. Direnen işçi-emekçilerle dayanışma ve direnişlerini büyütmek sınıfın tüm bölüklerinin önünde önemli bir görev olarak duruyor. DEV TEKSTİL olarak direnişte olan tüm işçi-emekçilerin sessini büyütmeye devam edeceğiz.
- GMYK toplantımızda siyasal ve ekonomik gündemler dışında sendika yayınlarımız, sosyal medya hesapları üzerine de değerlendirmeler yapıldı. Daha güçlü bir sendika ve mücadele için tüm yayınlarımızı güçlendirme çabasıyla çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
- Sendikamız ve Greif işgalinin yıldönümü yaklaşıyor. Devrimci sınıf sendikacılığı, fiili meşru mücadele ve taban inisiyatifi gibi örgütlenme ve mücadele deneyimlerimizi önümüzdeki dönemde tekrar hatırlatacak, sınıfın tarihsel deneyimlerini işçi-emekçilere hatırlatmaya devam edeceğiz.