SML yönetimi sendikal faaliyeti engellemek için uzun süredir çeşitli saldırıları devreye sokuyor. Bunların başında işten atma saldırısı, sendikalı bazı işçileri şef-usta olarak terfi ettirerek mücadeleyi kırma, sendikal yetkiyi engellemek için mahkeme koridorlarını aşındırma geliyor. Kapı önü direnişi başlayana kadar sendikal faaliyeti tanımayan, her türlü saldırıyı devreye sokan SML yönetimi, direnişin basıncıyla geri adım atmak zorunda kaldı.
SML’de DEV TEKSTİL olarak örgütlenmeye başladığımız günlerde DİSK Tekstil Sendikası’nın da örgütlenme çalışması yaptığını öğrendik. Sendikal çalışmayı güçlendirmek için sendikamızın mücadele çizgisini benimseyen işçi arkadaşlarımızla birlikte yaptığımız toplantıda DİSK Tekstil Sendikası’na üyelikler yapmayı kararlaştırdık. Örgütlenmenin hızla genişlediği günlerde fabrika yönetimi de saldırılarını devreye soktu. Öncelikle öncü işçileri işten attı. Sendikadan istifa baskısı çeşitli yol ve yöntemlerle devreye sokuldu. DİSK Tekstil “çoğunluğu sağladık diyerek” sendikal örgütlenmeye dönük saldırılar karşısında sessiz kaldı. Üyelerinin zor ve baskı ile istifa ettirilmesini sadece izledi. “Industrial (Küresel sendika) üzerinden sorunu çözeceğiz” diyerek öncü işçilerin sendikal faaliyete dönük saldırılara karşı direnme eğilimlerini bastırdı, mücadeleci bir hat izlemek yerine patrona yaranma yolunu seçti. Bu sürece müdahale eden sendikamızın mücadele anlayışını benimsemiş işçileri etkisizleştirmek-itibarsızlaştırmak için mesajlarla, dedikoduyla vb. kara propaganda faaliyeti yürüttü. İşçilerde oluşan güvensizlik ve DİSK Tekstil’in ihanetçi tutumu üzerine tekrar DEV TEKSTİL üyeliklerine başladık. Sendikal faaliyeti mahkeme koridorlarına sıkıştıran DİSK Tekstil son yaşanan işçi kıyımını da sessizlikle karşıladı. (Süreçle ilgili ayrıntılı bilgi için https://www.devtekstil.org/saldirilari-sinifin-orgutlu-mucadelesiyle-puskurtebiliriz/ linkinde yer alan röportaja bakılabilir.)
Sendikamız ise sendikal faaliyete dönük saldırılar karşısında ayrımsız tüm işçiler adına direniş yolunu seçti. SML sermayesi 3 yıldır karşısında ilk defa bu kadar ciddi bir tepki gördü ve her türlü yol ve yöntemle direnişi bastırmaya çalıştı. İçerideki işçileri direnişçilerden yalıtma çabası, fiziki saldırı, polis tehdidi, direnişçileri “terörist” ilan etmek başta olmak üzere her türlü kuralsız ve ahlak dışı uygulamayı devreye soktu. Buna rağmen haklı ve meşru direnişi bastıramadı, direniş SML yönetiminin korkularını büyüttü.
Direniş korkusu SML yönetimini DİSK Tekstil’le masaya oturttu!
3 yıldır sendikal faaliyete her türlü saldırıyı devreye sokan SML yönetimi direniş ve DEV TEKSTİL’in mücadeleci çizgisinden korktuğu için masaya oturdu. DEV TEKSTİL ve direnişçi işçilerin fabrika önünde kurdukları direniş çadırı, SML’nin üretim yaptığı uluslararası tekelleri hedef alan eylemleri vb., korkularını her geçen gün daha arttırdı. Sendikamızın uluslararası tekelleri hedef alan eylemleri sonucunda başta Decatlon ve Zara olmak üzere, kimi firmalar SML yönetimine bir an önce sorunun çözülmesi, aksi halde işi keseceği uyarılarında bulundular. SML yönetimi de direnişçileri muhatap almak yerine uysal gördüğü DİSK Tekstil’le masaya oturmayı tercih etmiş oldu. Bu yolla iki amaç güden fabrika yönetimi, bir yandan iş yaptığı firmalara “bakın ben sendikal hakları tanıyorum” imajı yaratmayı hedeflerken, diğer yandan “DİSK Tekstil’i istediğim gibi kontrol ederim, direnişe karşı kullanırım” davranışı içine girmiştir. DİSK Tekstil de SML yönetiminin tüm saldırılarına sessiz kalarak oyunun bir parçası olmaktadır.
DİSK Tekstil masaya neyle oturuyor?
Direnişin korkusuyla DİSK Tekstil ile masaya oturan SML yönetimi arasında toplu sözleşme görüşmeleri sürüyor. 3 yıldır yasaları, mahkemelerden çıkan kararları ve Küresel Çerçeve Sözleşmesi’ni tanımayan yönetim bir anda yasalara, Küresel Çerçeve Sözleşmesi’ne vb. “uygun davrandığı” görüntüsü vermeye başlamıştır. Bu kadarı bile direnişçilerin ve DEV TEKSTİL’in mücadelesinin sonucu olarak elde edilmiştir. Fakat DİSK Tekstil’in masada nasıl ve hangi taleplerle yer aldığı belirsizliğini korumaktadır. Fabrika içindeki az sayıdaki üyelerini dahi toplu sözleşme konusunda bilgilendirmemişler, direnişin olduğu bir fabrikada yapılan görüşmeler hakkında kamuoyuna bilgilendirme yapmaktan geri durmuşlardır. Ulaştığımız bilgiler göstermektedir ki kendi üyelerinin de keyfi olarak işten atılması üzerine başlayan direnişin talepleri DİSK Tekstil’in gündeminde değildir. SML yönetiminin saldırıları onlar için kayda değer bir durum değildir. Kendilerine yöneltilen “bu konuda ne yapacaksınız”, “haksız hukuksuz atılanların iadesi için bir gündeminiz var mı” sorularına, kendi üyeleri için “onlar imza atmış yapacak bir şey yok” yanıtı vermektedirler. Direnişin sürdüğü ve taleplerin açık olduğu, benzer saldırıların önünün kesilme imkanının doğduğu bir ortamda bu saldırıları gündemleştirmemek patronla gerici bir zeminde buluşmaktan, bilinçli işçilerin tasfiyesinden, etkisizleştirilmesinden başka bir anlam ifade etmemektedir. DİSK Tekstil tam da işine geldiği gibi, sadece aidat almak üzerine kurulu, kendilerini zorlamayan, biat eden, dikensiz bir gül bahçesi yaratmayı esas alan bir tutum sergilemektir.
DİSK Tekstil işçi sınıfına karşı görevleri olduğunu hatırlayacak mı?
Tarihi uzlaşı, sınıf işbirliği ve ihanetlerle dolu olan DİSK Tekstil toplu sözleşme yapmak adına SML’de de bu açıdan rahat davrana bileceğini düşünüyorsa yanılıyor. Artık onlar, bu oyunlarını-tutumlarını, işçilere, kamuoyuna eskisi kadar rahat yutturamayacaklar. Devrimci sınıf sendikacılığı anlayışı ile hareket eden bizler onların da yakasında olacağız. İşçi sınıfını kandıran, sendikaları bürokratik aygıtlara dönüştürerek şirket mantığıyla işleten tutumlarına karşı da mücadelemizi sürdüreceğiz. Direnişin olduğu bir fabrikada ve içerideki işçilerin de keyfi gerekçelerle atılma korkusu yaşadığı bir yerde bu sorunları es geçmek, görmezden gelmek haklı ve meşru mücadeleye-direnişe karşı bir tutumdur. Bunun böyle bilinmesi gerekir. Pandemi ve kriz koşullarının faturasının işçilere kesilmesine göz yummak bugünün hakim sendikal anlayışlarının temel çizgisidir. Şu unutulmamalı ki bu tutumları sergilemek bürokratik kastların gerici hâkimiyetlerini sağlamaya yetmeyecektir.
Direnişçi SML işçileri ve DEV TEKSTİL olarak soruyoruz?
-DİSK Tekstil, direniş sayesinde patron tarafından masaya çağrılması üzerine başlayan görüşmelerle ilgili SML işçilerini ve kamuoyunu bilgilendirecek midir?
-SML yönetimi direniş sayesinde ve direnişi, taleplerini etkisizleştirmek için DİSK Tekstil’i masaya çağırmıştır. DİSK Tekstil keyfi gerekçelerle, hukuksuzca işten atılan tüm işçilerin taleplerini toplu sözleşme görüşmelerinde kırmızı çizgi olarak masaya koyacak mıdır? Yoksa ‘atılan işçilerden bana ne!’ demeye devam mı edecektir?
*DİSK Tekstil pandemi ve kriz koşullarında SML patronu karşısında tüm işçi ve emekçilere dönük hayata geçirilen saldırılara karşı başlayan direnişin karşısında olan bir tutum izlemeye, sözleşme görüşmelerini de bu eksende sürdürmeye devam edecek midir? Yoksa direnişin sayesinde masaya oturmak zorunda kalan SML yönetiminin saldırılarına karşı tüm işçiler adına yakılan mücadele ateşinin karşısında yer almak yerine büyütme çabası içine girecek midir?
Gelişmelerin gösterdiği üzere DİSK Tekstil işçilerin tamamının çıkarını gözeten, saldırılara karşı net tutum alan bir tavır içinde değildir. Toplu sözleşme sürecinde kapalı kapılar ardında yapılan görüşmeler hakkında işçilere dahi bilgi vermemeleri bunun en somut göstergesidir. Buradan anlaşıldığı üzere DİSK Tekstil işçilerin hak ve çıkarlarından önce, hangi şartla olursa olsun sözleşmeyi imzalamak ve alacağı aidatın hesabını yapmaktadır. Bu anlayış işçi sınıfı mücadelesine zerre kadar katkı sağlamamıştır, sağlamayacaktır da. Buradan aidat sendikacılığı yapanlara eskisi kadar rahat olamayacaklarını bir kez daha hatırlatırız.
SML işçileri başta olmak üzere, tüm işçi kardeşlerimize tekrar sesleniyoruz. Üzerimizden alacakları aidatların hesabını yapanlara karşı birliklerini güçlendirme, hakları, gelecekleri konusunda söz sahibi olma çağrısını bir kez daha yineliyoruz.
Bizler karşımıza hangi engel çıkarsa çıksın, nasıl saldırı ve tutumlarla karşılaşırsak karşılaşalım, direnişimizin haklı ve meşru taleplerini savunmaktan ve kazanımla taçlandırmaktan geri durmayacağız. Tüm işçi ve emekçileri de haklı ve meşru mücadelemizle dayanışmaya, direnenlerin ve diğer işçi kardeşlerimizin sırtından kişisel çıkar elde etme hesabı yapanlara karşı mücadeleyi daha fazla büyütmeye davet ediyoruz. Er ya da geç direnenler kazanacak. Patronların yanı sıra onlara hizmette kusur etmeyen, işçilerin hak ve gelecek mücadelesi karşısında kirli hesaplar yapan ihanetçiler kaybedecek…
Direnişçi SML işçileri
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası İstanbul Temsilciliği