İşçi, Emekçi Kadınlar,
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü yaklaşıyor. İşçi, emekçiler bu sömürü düzeninde şiddetin farklı boyutlarını yaşarken biz emekçi kadınların yükü de artıyor.
Ekonomik kriz her geçen gün derinleşiyor. Kriz derinleştikçe alım gücümüz düşüyor, dolaplar boşalıyor. Yaşadığımız açlık ve yoksulluğun yanına ödenmeyen faturalar ekleniyor. Her birimiz borç batağında günü kurtarmak için çalışıyoruz. Bunun yanında işyerlerinde, fabrikada, atölyede yaşadığımız baskı-mobbing artıyor. Kadın olduğumuzdan kaynaklı işsizlikle yüz yüze kalıyor, esnek ve güvencesiz çalışmaya mahkum ediliyoruz.
Yaşadığımız bu psikolojik ve ekonomik şiddetin yanına bir de fiziki şiddet ekleniyor. Kadın cinayetleri, taciz-tecavüz, aile içi şiddet hız kesmeden artıyor. Kadına yönelik her türlü şiddetle mücadele etmesi gereken iktidar sorunu çözmek bir yana failleri korumak ve aklamakla meşgul. Gerici söylemlerle kadınları doğum makinesi benzetiyor, kılıf-kıyafet tartışmaları ile bizleri ayrıştırıyor. Asıl sorunumuz olan insanca ve kardeşçe yaşanabilir bir dünya mücadelemizi gölgeliyor. Kirli savaşların gölgesinde kalıyor, özgürlüğümüz kısıtlanıyor.
İşçi, emekçi kadınlar;
Ama bizler bu sorunlar karşısında susmuyoruz. Bizleri sömürü çarkları arasında ezmeye, sindirmeye çalışan düzene karşı çıkıyor; mücadeleyi yükseltiyoruz! Kadınları analık ve çocuk doğurma kariyeriyle kandırmaya çalışan bu düzene karşı haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz. Dominik’te diktatörlüğe karşı mücadele eden Mirabel Kardeşlerden İranlı Mahsa Amini’ye mücadele büyüyor.
Tüm işçi-emekçi kadınları 25 Kasım’da şiddete ve sömürüye karşı alanlarda olmaya mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz.