İşçiler, kardeşler;
2017 yılı asgari ücreti belirlemek üzere Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantıları ve tartışmalar başladı. Patronların çıkarlarına göre hareket eden Asgari Ücret Tespit Komisyonu işçileri yine sefalet ücretine mahkûm etmeye hazırlanıyor.
Komisyon bileşenleri ne istiyor?
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Kasım ayı açlık ve yoksulluk araştırmasında bekâr bir işçinin yaşamak için aylık asgari harcama tutarını net 1750,31 TL olarak açıkladı. Fakat asgari ücretin net 1600 TL olmasını istiyor. Türk-İş açlık sınırının altında bir zam istemektedir.
Türk-İş bürokrasisi, bu tutumuyla “asgari ücret belirleme toplantıları” adı altında yapılan orta oyununda bir figüran olduğunu, sözde “işçileri temsilen” oturduğu masada sermayenin çıkarlarını kıstas aldığını kanıtlamış oluyor.
Özellikle son bir yıldır işçilere fazla ücret ödendiğinden yakınan ve her defasında mağdur edebiyatı yapan patronlar ise önce 50 TL’lik, şimdi de sıfır zam dayatıyor. Bu defa da krizi bahane eden patronlar krizin faturasını işçilere ödetmeye hazırlanıyor.
Patronlar, 1300 liralık asgari ücret için hâli hazırda hükümetten işçi başına 100 TL destek alıyorken, devletten teşvikler ve vergi indirimlerinin ardı arkası kesilmezken kar hırsına doymuyor. Ayrıca 2017 ile birlikte Bireysel Emeklilik Sistemi ile maaşlarımızdan %3 oranında(en az 50 TL) ücret kesilmesi de cabası olacak.
Komisyonda işçiyle patron arasında hakem olduğunu söyleyen devlet yetkilileri asgari ücretin 100 TL artmasını istiyor. Devlet, “Daha fazla olsun isteriz, fakat para yok” diyerek, patronların çıkarını kolluyor.
Savaşın, siyasi ve ekonomik krizin sebebi işçiler değil!
Ortadoğu’da bulunan yeraltı zenginliklerine sahip olmak için, bölgede yaşayan toplumların göçmen haline gelmesinde Türkiye devleti ve hükümeti de sorumludur. Göçmen işçi ve emekçileri, ağır çalışma ve yaşam koşulları altında sömürmek patronlar için bulunmaz bir nimettir. İşçilerin bölünmesine ve birbirine düşman olmasına yarayan her türlü ayrımcı politikaya karşı işçilerin birliği halkların kardeşliğini savunmalıyız. İşçilerin ırk, cinsiyet ve inançlarının farklı olabilir. Fakat patronlara karşı işçi sınıfı olarak sorunlarımız ortak. Taleplerimizi kazanmak için Türkiye’de yaşayan ve çalışan farklı ırktan tüm işçi ve emekçilerin birlik olmak tek çözüm yoludur.
İşçiler, kardeşler;
Bizlerin emeği ve alın teri üzerinden yürütülen kirli pazarlıkları ancak örgütlü gücümüzle bertaraf edebiliriz. Bunun için yapmamız gereken Asgari Ücret Tespit Komisyonu olarak bir araya
gelen patron ve sözde “işçi” temsilcilerinin oyununu boşa düşürmektir. Fabrikalarda, sanayi havzalarında “İnsanca yaşamaya yeten, vergiden muaf ücret” için mücadele komiteleri kurmalıyız. Eğer biz çalışıyor ve biz üretiyorsak alacağımız ücreti de belirlemek bizim hakkımız olmalı. İşçinin temsil edildiği ve grev hakkına dayalı bir ücret tespit süreci işletilmelidir.
SEFALET ÜCRETİNE MAHKUM EDİLMEK İSTEMİYORUZ!
*Savaş, siyasi ve ekonomik krizin bedelini patronlar ödesin!
*Açlık sınırının 1.417 TL, yoksulluk sınırının 4.615 TL olduğu yerde sefalet ücretine mahkûm edilmek istemiyoruz.
*İnsanca yaşamaya yeten vergiden muaf asgari ücret
*Herkese iş tüm çalışanlara iş güvencesi
*7 saatlik iş günü 35 saatlik çalışma haftası
*Her türlü kuralsız, esnek çalışma biçimleri vb. yasaklanmasını
*İşsizlik sigortası ve diğer fonların yağmasının sonlanmasını
*Herkese genel sigorta ve her düzeyde parasız sağlık hakkı tanınmasını istiyoruz.
DEVRİMCİ TEKSTİL İŞÇİLERİ SENDİKASI (DEV TEKSTİL)