İşçi ve emekçilerin üzerindeki baskı ve sömürü uygulamalarına her gün yenileri ekleniyor. Patronların her istediği KHK’larla, torba yasalarla bir bir hayata geçiriliyor. OHAL uygulaması, hükümet tarafından, patronların isteklerini daha rahat hayat geçirmek için bir fırsat olarak kullanılıyor. Temel tüketim ürünlerine sürekli yapılan yeni zamlar, yüksek enflasyon, işçiler lehine çıkarılan yasalar vb. birbiri arkasına geliyor. Bunlarla da yetinmeyen patronlar ve hükümet hak mücadelelerini, grevleri keyfi olarak yasaklıyor. Son yasaklanan metal grevi bu duruma örnektir. Metal işçinin patronları köşeye sıkıştırdığı bir anda imdatlarına hükümet yetişti ve keyfi bir biçimde grev yasağı ilan etti. Hiçbir hukuki ve insani dayanağı olmayan yasağın tek amacı patronları kurtarmaktır. Fakat Metal işçisinin önemli bir kesimi dik durduğu için bu yasak yok hükmünde sayıldı. Grev iradesi her şeye rağmen koyuldu ve metal patronları işçilere daha fazlasını vermek zorunda kaldılar. Bu durum gösteriyor ki aslolan işçi sınıfının çıkarları neyi gerektiriyorsa ona göre hareket etmektir. Aksi halde hiçbir hak ve kazanım elde edilemez. Tarihte de hep böyle olmuştur. Grev hakkını kazanmak için bile işçiler fiili grev yapmışlardır.
AKP hükümeti OHAL ve KHK’ları, patronların istediği yasaları çıkarmak için şimdiye kadar fazlasıyla kullandı. Şimdi ise savaş ve saldırganlık politikaları üzerinden devam ediyor. İşçi ve emekçileri savaş ve saldırganlık politikasıyla sersemletmeye çalışarak hayata geçirdiği hak gasplarına ve emekçilerin lehine olan uygulamalara karşı tepkinin açığa çıkmasını engellemeye çalışıyorlar. En ufak farklı sesi dahi tahammülsüzce bastırıyorlar. Fakat buna rağmen işçi ve emekçilerin ileri kesimleri sessiz kalmıyorlar.
Bugünün en acil görevi baskı ve saldırganlığa karşı, kölelik dayatmalarına karşı “işçilerin birliği” mücadelesini büyütmektir. Aksi halde her gün daha karanlık günlere uyanacağız. Patronların ise kasaları daha fazla dolacak yeni büyüme rekorlarını kıracaklar. OHAL, KHK’larla ve savaş kışkırtıcılığıyla her istediklerini hayata geçirecekler. Savaş ve saldırganlık politikalarının faturasını her açıdan işçi ve emekçilere kesecekler. Bir yandan emekçi çocukları savaşta hayatını kaybederken, kendi çocukları saraylarda, saltanat sürüyor. Savaşın ekonomik faturası da işçi ve emekçilere yeni zamlar, vergiler vb. olarak fatura ediliyor. Tüm bunlara dur diyecek yegane güç örgütlü bir biçimde mücadele sahnesinde yer alacak işçi ve emekçilerdir.
İşçi ve emekçilerin asıl savaşı bizleri açlığa yoksulluğa ve geleceksizliğe mahkum eden, işçi çocuklarının kendi sefil çıkarları için ölmesine neden olan, kasalarını işçi kanıyla her gün daha fazla dolduran patronlar sınıfına karşıdır. Patronlar sınıfına karşı bizim savaşımız üzerimizdeki sömürüyü sınırlandırma daha insani koşullar elde etme ve bu sömürüyü tamamen kaldırma mücadelesidir. Geleceğimiz için bu mücadeleyi büyütmek işçi sınıfının boynunun borcudur.
EtiketlerDEV TEKSTİL DEVRİMCİ TEKSTİL İŞÇİLERİ SENDİKASI işçi İŞÇİLERİN BİRLİĞİ HALKLARIN KARDEŞLİĞİ KÜRT savaş sendika SURİYE Tekstil TÜRK
Dev Tekstil
2023 YILI 1. GENEL MECLİSİMİZ TOPLANDI HAKLARINA VE GELECEĞİNE SAHİP ÇIK, DEV TEKSTİL’DE ÖRGÜTLEN!
Sendikamızın altı ayda bir yapılan Genel Meclis toplantısının ilkini, ocak ayında gerçekleştirdik. Meclisimiz, önden hazırlanmış …