NEDEN SENDİKA?
İş yerinde yaşadığımız sorunları ancak birlik olursak çözeriz. Birlik olmazsak sürekli olarak eziliriz ve sorunlarımız ağırlaşır. Patronlar ve hizmetindeki uşakları bizim birlik olmamamız için ellerinden gelen her türlü çabayı sarf ediyorlar. Çünkü birlik olduğumuzda bizi hunharca sömüremeyeceklerini biliyorlar.
Patronlar kasalarına daha fazla para girsin diye bizi makinenin parçası gibi kullanıyorlar. Bütün insani değerlerimizi ayaklar altına alıyorlar. Kendileri çok kazanırken bizi sefalet ücretine mahkum ediyorlar. Fabrikada diğer işçi kardeşlerimizi rakibimiz olarak görmemizi sağlıyorlar. Yani insani duygularımızı, değerlerimizi yok ederek bizi bencil, uysal kölelere çeviriyorlar.
Karşı karşıya kaldığımız tüm bu sorunların çözümü birlik olmaktan geçer. İnsanca çalışma ve yaşam koşulları için birlik olmalıyız. İnsani değerlerimize sahip çıkmak için birlik olmalıyız.
Biz işçiler birbirimizin rakibi değiliz. Biz sınıf kardeşiyiz. Biz zenginlikleri üretenleriz. Ürettiğimiz zenginliklerden faydalanmak bizim hakkımızdır.
İnsanlığımıza, emeğimize sahip çıkmak için bir araya geldiğimizde ne kadar güçlü olduğumuzu görebiliriz. Gücümüzü birleştirmek için yapmamız gereken iş yerinde komiteler kurmaktır. Komite birliğimizin teminatıdır. Oluşturacağımız işçi komitesinin patron karşısında daha güçlü olması için ve bütün işçi arkadaşlarımızla birlikte sorunlarımızı çözmek için sendikaya üye olmamız gerekir. Sendika bizim sorunlarımızın çözümünde bir araç, bir aşamadır. Sendika demek birlik demektir. Birliğimiz, geleceğimiz için haydi sendikaya!
NEDEN DEV TEKSTİL?
Tekstil iş kolunda kurulu birçok sendika var. Bu sendikaların büyük bir kısmı işçi sendikası olma özelliğini yitirmişler. Patronların işçiler içindeki ajanları gibi çalışıyorlar. İşçilerin hakkını korumaktan ziyade patronun hakkını koruyorlar. Üyesi olan işçilere “siz ne bilirsiniz her şeyin iyisini biz biliriz. Biz ne dersek ona uyacaksınız” diyorlar. İşçilerin iradesini ve düşüncesini hiçe sayıyorlar. Onlara göre işçiler kafaları çalışmayan, hiçbir şey bilmeyen bir güruhtur. Yani sendikayı işçilerin birliği olmaktan çıkarıp kendi özel şirketleri gibi kullanıyorlar. Sendika onlar için işçi örgütü değil rant ve çıkar alanıdır. Bu söylediklerimizi dahada uzatabiliriz.
DEV TEKSTİL tam da sendikaların içini boşaltan bu anlayışa karşı kurulmuş bir sendikadır. DEV TEKSTİL’de “söz, yetki, karar” işçilerindir. DEV TEKSTİL’in örgütlendiği fabrikalarda işçilerin kendilerini ifade edeceği meclisler oluşturulur. Fabrikalarda oluşturulan meclisler oradaki sorunlara karşı mücadele kararlarını alır, komiteler ve sendika yönetimi de bu kararlara uygun davranır. İşçi sınıfının, patronların sömürü ve baskısından kurtuluş mücadelesine gönül verenler DEV TEKSTİL’de yönetici olurlar. DEV TEKSTİL’de yönetici olan kişiler hiçbir ayrıcalık elde etmezler. Hatta daha çok çalışmak, emek harcamak zorundadırlar. Diğer sendikalar gibi rant ve çıkar alanı DEV TEKSTİL’de yoktur, olamaz. Çünkü DEV TEKSTİL gerçek bir işçi örgütüdür. Şanlı GREİF işgalinin patronlara ve sendika ağalarına karşı yürüttüğü görkemli mücadelenin içinden doğmuştur.
Özetle; DEV TEKSTİL ağır çalışma ve yaşam koşulları altında sömürülen, ezilen işçilerin sesi soluğu ve örgütüdür. Temsil ettiği değerler işçi sınıfının emek ve onur mücadelesinin değerleridir. Bunun için tekstil işçisi DEV TEKSTİL’de birleşmelidir.