SALGIN YAYILIYOR SALGININ VE KRİZİN FATURASINI ÖDEMEMEK İÇİN MÜCADELEYİ YÜKSELTELİM!

Dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını yayılmaya devam ediyor. Pandemide ilk
dönemi göstermelik önlemlerle geçiştiren sermaye sınıfı ve onların hizmetindeki iktidar,
normalleşme adı altında, salgının adım adım yayılmasına davetiye çıkardı. Çarklar dönsün
diye, üretimi kesintisiz bir şekilde devam ettirdiler, rant için turizmi teşvik ettiler, AVM’leri
açtılar. Rehavet ortamı yaratarak göstermelik önlemleri de gevşettiler. Salgın önlemlerini ise
bireylere yüklediler. Sermayedarlar, teşvik adı altında devletin sağladığı her türlü imkânı tepe
tepe kullanırken, faturayı da işçi ve emekçilere çıkardılar.
Patronların kar hırsı ve devletin sağladığı sınırsız destek sayesinde fabrikalar, pandeminin
merkezleri haline geldi. Her türlü kuralsızlığın hâkim olduğu tekstil sektöründe ise pek çok
fabrikada işçiler virüsle baş başa bırakıldı. Göstermelik önlemler dahi alınmadı. Sonuçları
pozitif olan arkadaşlarımız gizlendi. Virüs vakalarına rağmen karantina uygulanmadı.
Temaslılar için önlemler alınmadı. Yaşamlarını yitiren arkadaşlarımız oldu. Diğer yandan
ücretsiz izinler yaygınlaştı, telafi çalışması olağan bir uygulama haline geldi, işten atma yasak
olmasına rağmen 25-2 maddesine dayanarak keyfi bir şekilde işten atmalar devam etti. Aynı
zamanda salgın ve kriz bahanesiyle artan hayat pahalılığı yaşamımızı daha da çekilmez hale
getirdi.
Koronavirüs salgını ortaya çıktığından beri işçiler, açlık ve ölüm ikileminde çalışmaya
zorlanırken, tek adam rejiminin sözcüleri emekçileri, salgının yayılmasından sorumlu tutmaya
kalkıyorlar. Salgının ortaya çıkmasında doğanın ve yaşamın dengesini alt üst eden kapitalist
sömürü düzeni sorumlu olduğu kadar, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir virüs olmasına
rağmen, bu denli yıkım yaratmasının da bizzat sorumlusu kar ve ranta dayalı kapitalist
düzenin bizzat kendisidir. Çünkü bu düzende milyonların çıkarları, sağlığı ve geleceği değil,
bir avuç para babasının karları söz konusudur.
Bugün temel sanayi bölgelerinin olduğu kentler pandeminin merkezi haline gelirken, salgın
işçilerin yaşamlarını tehdit etmeye devam etmektedir.
Bu doğrultuda,
Üretim durmalı, işçiler ücretli izine çıkarılmalı, tüm işçilere ve ailelerine yaygın bir şekilde
test yapılmalıdır.
Ücretsiz izin, kısa çalışma uygulamasına son verilmeli, 25/2 maddesi kaldırılmalı, işten
atmalar yasaklanmalıdır.
Tüm sağlık kurumları kamulaştırılmalı, herkese ücretsiz, nitelikli sağlık hizmeti ve test imkânı
sağlanmalıdır.
Salgına karşı alınacak önlemler konusunda fabrikalarda işçilerin seçtiği komiteler söz sahibi
olmalıdır.
Salgın bahanesiyle işçi sınıfı ve emekçilerin söz-basın- örgütlenme özgürlüğü, toplantı ve
eylem hakkı engellenemez.
*
Tüm bunların yanı sıra, çalışmak zorunda kalınan fabrikalarda ise, patronların kar hırsı
uğruna, işçilerin yaşamını ve sağlığını hiçe sayan politikalara karşı;
-İşyerlerinde gerekli sağlık önlemleri alınmalı, vaka görülen işyerlerinde 15 günlük karantina
uygulanmalı, maaşlarında hiç bir kayıp yaşanmadan tüm çalışanlar ücretli izne çıkarılmalıdır.
-Üretim içinde iş yükü düşürülmeli, çalışma saatleri kısaltılmalı, fazla mesailer
kaldırılmalıdır.
-Gece vardiyası zorunlu işkolları dışında 4 saatle sınırlandırılmalıdır.
-Tüm işçilere düzenli test yapılmalıdır.
-Çalışma ortamları fiziksel mesafeye uygun olarak düzenlenmelidir.
-Yemek ve çay molaları artırılmalıdır.
-Tüm fabrikada hijyen önlemleri artırılmalı, tüm molaların ardından dezenfekte işlemi
yapılmalıdır.
-Kaliteli maskeler işçilere ücretsiz olarak verilmeli ve her mola saatinde değiştirilmelidir.
-Servislerde önlemler artırılmalıdır.
Tüm taleplerimizin karşılanması fabrikalarımızdan başlayarak tabandaki birliğimizin ve
mücadelemizin gücüne bağlıdır.
DEVRİMCİ TEKSTİL İŞÇİLERİ SENDİKASI olarak, tüm işçi arkadaşlarımızı, açlık ve
ölüm ikileminde bırakan salgın ve kriz politikalarına karşı, yukarıdaki taleplerimiz etrafında
birleşik mücadeleyi örgütlemeye çağırıyoruz.