Zengin ile yoksul arasındaki uçurum büyüdükçe büyüdü. Biz bu düzenin cefasını çektik, onlar sefasını sürdü. İçeride biz işçilerin birliğini parçalayan sahte kutuplaşmalar arttı. Dışarıda emperyalistler ve işbirlikçileri kendi çıkarları için birleşti.
Şimdiyse önümüze yeniden seçim sandıkları konulacak.
Bizlere seçme hakkından bahsedenlere sormalıyız: Özgürce seçme hakkımızı kullanıp “grev” dediğimizde OHAL var, “yasak” diyerek neden işçi iradesini yok saydınız?
Bireysel Emeklilik sistemi neden zorunlu hale geldi? Neden patronların kazancını korumak için zorunlu arabuluculuk yasasını bize danışmadan hazırladınız? Neden Kiralık İşçi Bürolarını biz onaylamadan yasallaştırdınız? Neden bizden kesilenlerle biriken devlet bütçesini bize sormadan patronlara sonuna kadar açtınız? Neden bize sormadan haklarımızı koruyan yasaları değişirdiniz? Neden sendikalı olma hakkımızı kullandığımızda bizi işten atmakla tehdit edip, işten attınız? Bize sormadan açlık sınırın altında asgari ücreti reva gördünüz ama aldığınız vekil maaşlarını kendiniz belirlediniz.
Ne zaman kendi geleceğimiz için hakkımızı istesek, sesimizi çıkarsak devlet sopasını salladınız. “Yasak” diyen kanunlarla susturdunuz. Bize tanıdığınız tek özgürlük, sömürülme özgürlüğü oldu. Üç kuruşluk önlemler alınmadığı için iş cinayetlerinde öldük, yine bizi suçladınız.
Sömürüsüz bir dünyayı biz dokuyacağız!
Biz işçi sınıfına mensubuz, siz sermaye sınıfına. Biz emeği, geleceği çalınanlarız. Siz zevki sefa içinde yaşayanlarsınız. Bizim soframız kardeşlik kokar, sizinki düşmanlık. Bizim hamurumuz alınteri ile yoğruludur, sizinki paranın kiri ile. Bizim kumaşımızda hakça bölüşmek vardır, sizinkinde bencillik. Biz işçiyiz, üreteniz. Sizlerse ne kadar birbirinizle kavgalı görünseniz de, esasta bizim karşımızda tek bir kapitalist sınıfsınız. Ürettiğimiz tüm zenginlikleri yağmalarsınız.
Sömürü çarklarının işçileri ezdiği bu haksız düzende ne seçimler yaşanmış ama dünde, bugünde biz işçi ve emekçiler için hiçbir şey değişmemiştir. Bu yüzden seçim sandıkları bizim köleliğimizi ortadan kaldırmayacaktır. Ama bizim grev sandıklarımız insanca yaşayıp insanca çalışacağımız koşulları yaratacaktır. Nasırlı ellerimizle kavrayıp indirdiğimiz şalterler aydınlık geleceğe ışık tutacaktır.
Gerçek ittifak; sermaye sınıfının çıkarlarını savunan her türden düzen partisinin bir araya geldiği “seçimlik” ittifaklar değildir. Asıl ittifak; tüm sömürücüleri bir tarafa iterek, milliyet, mezhep, inanç ayrımı yapmadan, tüm bunları bir zenginlik sayarak, sermaye sınıfına karşı yapacağımız işçi sınıfı ittifakıdır.
Unutma! Seçim çare olmaz. Çünkü bu düzen dikiş tutmaz! Sömürüsüz bir dünyayı ise ancak biz dokuyabiliriz!
DEVRİMCİ TEKSTİL İŞÇİLERİ SENDİKASI
15.05.2018