Dünya genelinde etkili olan kriz ülkemizde her gün daha derinleşerek karşımıza çıkıyor. Ülke ekonomisi alt üst olmuş durumda, OHAL ve KHK’larla işçilerin en ufak hak talebi bastırılıyor, patronlara ise yeni sömürü ve rant olanakları sağlanıyor. İşçilerin alım gücü her geçen gün azalırken, işçilerden kesilen vergiler ve haraçlardan oluşan kaynaklar patronlara ve iktidardaki güçlere peşkeş çekiliyor. İçinde bulunulan krizin, yağmanın, soygunun nasıl aşılacağına dair hiç bir parti gerçek ve kesin çözüm sunmuyor.
Seçim sonrası işçilere kesilen fatura daha ağırlaşacak
Seçim dönemi içindeyiz, patronların hizmetindeki partilerin her biri seçim sonrası krizi nasıl aşacaklarına dair söylemlerde bulunuyorlar. Hepsi “biz krizin yükünü toplumun tamamına mal edeceğiz” diyorlar. Yani şimdiye kadar yapılanı, yapacaklarını söylüyorlar. Şimdiye kadar hep dedikleri gibi bir kere daha, “bu ülkenin işçileri, emekçileir daha fedakar olmalı” diyorlar. Düşük ücretler, yeni vergiler, uzun ve esnek çalışma koşulları, sigortasız çalışma gibi uygulamaları daha da katmerleştireceklerini ifade etmiş oluyorlar.
Bu senaryolar ve ortaya koydukları çözüm yolları yeni değil. On yıllardır bu ülkede uygulanıyor. 2008 krizinde bu ülkenin işçi ve emekçileri bunu ağır biçimde yaşadı. O dönem krizi aşmak adına işçilerin ücret ve diğer hakları gasp edildi, patronlara teşvikler verildi.
Bunun yanı sıra patronlara; İşçilerin sigortasını yarı yarıya yatırmaları hakkı tanındı,
İşçi ücretlerini aşağı çekme hakkı verildi,
Haftalık çalışma saatinin üstünde fazla mesai ücreti vermeden çalıştırma hakkı tanındı,
Sendikalı yerlerde ikramiye vb. hakları gasp etme hakkı tanındı.
Benzer birçok hak krizi aşma adına patronlara tanındı. Patronlar bu dönemde, karlarını ve büyüme oranların artırırken işçiler ise daha ağır çalışma koşulları ve yoksullukla karşı karşıya kaldılar.
İşçi sendikası olduğunu iddia eden bir çok sendikada bu saldırıları destekledi. Bazıları (DİSK Tekstil) gazetelere verdiği tam sayfa ilanlarla işçileri fedakarlığa çağırdı, hükümetten patronlara daha fazla teşvik vermesini istedi…
Kardeşler; Seçimler ve seçimleri kazanacak herhangi bir parti bizim sorunlarımızı çözmez- çözemez. Yapmamız gereken krizin faturasını ödemeyi reddetmektir.
Bu günden, yarın daha ağır biçimde karşımıza çıkacak faturaları ödemeyi reddetmek için örgütlenmektir.
Aksi halde seçim sonrası hangi parti kazanırsa kazansın 2008’den daha ağır uygulamalarla karşı karşıya kalacağız. Köleliğimiz, açlığımız derinleşecek, patronların ve meclisteki işbirlikçilerinin zenginliği ise artacak.
Yapmamız gereken seçim aldatmacasına kanmadan kendi geleceğimizi için fabrikalarda ve sanayi havzalarında birlik olmaktır. Karşımıza çıkarılacak sefalet ve kölelik koşullarını engellememizin yolu fabrika ve havzalarda yükselteceğimiz sese bağlı.
Bütün işçi kardeşlerimizi geleceğimiz için, insanca çalışma ve yaşam koşulları için, seçim sonrası daha ağırlaşarak karşımıza çıkacak faturayı gerçek sahipleri olan patronlara ve işbirlikçilerine ödettirmek için DEV TEKSTİL’de gücünü birleştirmeye davet ediyoruz. Bu günden yarını kazanmak için adım atmaya davet ediyoruz.