Soma Katliamı’nın üzerinden 2 yıl geçti. İşçi sınıfının bir parçası maden işçileri kara elmas diyarında çok kara katliamlar yaşadı. Ne ilktiler ne de son oldular. “Kömür karası ölüm karası, böyle kazanılır ekmek parası” dedikleri yaşamda hayatlarını kaybettiler. Ne kaderdi ne de kaza, cinayetti olanlar.
Kapitalist düzende, insan değil sermaye odaklı her şey. Ekonomik büyüme uğruna işçi hayatı bir değer taşımıyor. Bizlerin gözünü boyamak için, yine kimi zaman hayatımızı kaybetmek uğruna ortaya koyduğumuz mücadelenin zoruyla çıkarılan yasalar dahi uygulanmıyor. Sömürü iktidarının sürmesi için katliamlar devam ediyor.
Çalışma koşulları ise yine aynı; çalışma saatleri fazla, üretim-mesai zorlaması sürüyor, ücretler verilmiyor ve iş güvenliği için yapılan bir şey yok. Soma Katliamı’nın ardından zorunlu yaşam odalarından eser yok. Ne denetim, ne yaptırım var patronlara. Aksine eksik müfettiş ve bilirkişi raporlarıyla aklamalar sürüyor. Cumhurbaşkanı halen konuşmalarında işçileri suçluyor, sömürü düzenini koruyor.
Ne ilkti ne de son Soma. Taşeron köleliğine, sermaye uğruna ölümlere, iş cinayetlerine, kapitalist sömürü düzenine karşı tek yol işçi sınıfının birliği ve mücadelesidir. İşçi sınıfına ölüm ve sefalet getiren düzeni, ancak kendi ellerimizle alaşağı edebiliriz.
Soma Katliamı’nın yıldönümünde yaşamını yitiren kardeşlerimizi anıyor, sermaye düzeninin sahibi patronlardan hesap soracağımızı belirtiyoruz. Aydınlık bir gelecek işçi sınıfının mücadelesiyle gelecektir.
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası
13.05.2016